FIRAT BEYAZIT YAZIYOR
Sevgili Okuyucular diyeceksinizki bu da neyin nesi. Konumuzu okuduktan sonra hak verceksiniz…
Şimdi bakınız!...
Paranın kurumsal kimlik kazanması diye adlandıracağımız Banka sektörünün gerekliliği tartışma götürmez bir ihtiyaç ortaya koymaktadır. İhtiyacı duyulan bir alan olarak para döngüsünün ve hesap kontrollerinin en sağlam ve düzenli akışının sağlandığı ortamdır.
Günümüz dünyasının ve gelişmişlik düzeyinin teknolojik yapısı ve modern hayatın insan kaynaklı gelir seviyelerinin somut hali olarak paranın kazanılması, elde tutulması, değerlendirilmesi, kontrolü ve giderlere yönlendirilmesi noktasında bulunulacak tek ortam olmasa da garantisi olan tek sahne.
Paranın dönüşümünde kullanılan kanalların en çok yoğunluk kazandığı yoldur bankalar?
İnsanlar küçük çapta olsun makro seviyede olsun kontrol ve değerlendirme konusunda en güvenilir liman olarak bankaları görür. Çünkü devlet güvencesi ve korumasının yanında düzenli akışı sağlayan bir yapısal kurum kimliği vardır ortada.
Devlet sistemi içerisinde ekonomik etkinliklerin para ile ilgili alanlarını idare etme sorumluluğu edinin bankaların, sektörel gücü sayesinde hayal edilemeyecek oranlarda gelir-gider dönüşümlerinin yaşandığını görmekteyiz. Yıllık para akışının, dönüşümü sağlanan ve kar edilen nakitlerin milyar dolarla ifade edildiğini duyuyoruz.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu verilerine göre 2013 yılı itibariyle faiz dışı gelir kalemlerinden hizmet gelirleri ve kredilerden alınan ücret-komisyonlardan bankaların elde ettiği kazanç 5 Milyar 359 TL.dir.
Bilinen gerçek, bankaların gelirlerinin tek kaynağının faiz olduğudur. Yani bankaların kazanımı, kredi diye verdikleri paralar üzerinden aldıkları fazla paranın (faiz) getirisidir. Kasalarındaki paranın yüksekliği kadar faiz geliri elde etmek mümkün olmaktadır.
Bankaların Faiz Gelirleri ve Faiz Dışı Gelir diye iki ana kazanç kapısı vardır. Bankalar, zaman içerisinde verdiği kredilerin karşılığında aldığı faiz kazancının yanına bir de Faiz Dışı Gelir denen başka para kaynaklarını da eklemiştir.
Bankaların Faiz Dışı Gelirleri de müşterisine hizmet sunarken haberli-habersiz olarak işlem karşılığı kesinti yaparak kazandığı gelirlerdir. Yıllık oranlara vurulduğunda her bir kalemde 1 ile 5000 TL. arasında bir kesintinin ifadesi olan faiz dışı gelirler, günümüz bankacılık sektörünün kayıtsızca ve umarsızca kullanmaya çalıştığı bir gelir kapısı olmakta.
Çünkü hizmet evrenseldir ve hizmet sunanın gelir kaynakları, müşterisinin yaptığı işlemlerden aracılık rantı edinmesi ilkesi üzerine kurulu olmamalıdır.
Eylül ayından sonra Başbakan? ın da dile getirdiği şekliyle önemli bir düzenlemenin geleceği kesin. Çünkü yapılan tespitlerde 60 ayrı şekilde kesintilerin yapılarak müşterilerin mağdur edildiği ortaya çıkmış durumda.
Faiz dışı gelir denen kesintilerin, bankaların yıllık cirolarında önemli karlar yarattığı görülüyor. Elde edilen karlar her geçen yıl daha fazla artış göstermekte ve banka müşterilerinin haberi olmadan birçok ayrı işlem esnasında veya sonrasında yapılan kesintilerle kar marjları uç noktalara varabilmekte.
Toplam 60 çeşit ücret ve komisyon bedeli isteyen ve kesen bankaların Kredi Kartı aidatı, hesap işletim ücreti, kredi kartı yenileme bedeli, hesap özeti ücreti, nakit çekme bedeli, ATM? den nakit para çekme ücreti gibi günlük hayatta defalarca kullanmak zorunda olduğumuz işlemlerden büyük bir ciro yakaladıkları hesaplanabilir.
Bankayı kullanan müşteriler bankaya ait işlem hizmetinin kendisine para karşılığıyla yapıldığını çoğu kere fark edemiyor. Çünkü ekstrelere yansıtılmayan kesintiler, hesaplar kontrol edilemeyince veya peşine düşülmeyince bankanın kasasına faiz dışı gelir olarak girme durumunda oluyor.
Hizmet bedellerinin yerine göre uygulanması gereken bir prosedür olduğunu ve belge temini, aktarım masrafları konularında bir ücret talep edilmesi gerektiğini inkâr etmek doğru olmaz. Ama kredi kartı aidatı, ekstre ücreti, gecikme bildirim bedeli, hesap özeti, arşiv araştırması, ATM kullanım ücreti, şifre gönderim bedeli, SMS şubesi işlem ücreti, İşlemsizlik ücreti(!), para bozma veya tümleme ücreti gibi ismi de işlem uygulaması da garip gelen kesintilerin müşterilere yansıması sabır sınırlarını zorluyor.
Banka müşterisi, ATM kartı veya kredi kartı alarak paranın kullanımı konusunda tüm alanı bankaya bırakırken, kart bedeli adı altında kesintilerin habersizce yapılması yasal olmayan haklar ve hukuk ihlallerini doğurmakta. Kredi kartlarının gecikme bedellerinin ortaya çıkardığı faiz ödemeleri zaten başlı başına bir sıkıntı. Müşteri kullandığı oranda mağdur olsun, anlaşılacak bir konu da? Neden kart bedelleri talep edilir?
İşlemsizlik ücreti ne anlama geliyor?
Katkı payı ve nakit para çekme masrafı, bakiye görüntüleme ücreti, dekont ücreti neden talep ve tahsil edilir?
Telefonlara bıkkınlık derecesinde gelen SMS’lerin ücretlerinin müşteriden alınmaya çalışılması, saçmalıklar zincirinin başka bir halkasını oluşturmakta…
BİLMEM ANLATABİLDİMMİ?...