AĞRI?NIN NEDEN ÇILGIN PROJESI OLMASIN
SEYİTHAN KAYA
MALİ MÜŞAVİR
03 Mart 2013 günü yerel sosyal medyaya şöyle bir haber düştü;
Ağrı Valisi Tekinarslan, Diyadin ilçesindeki bir otelde Diyadin Kaplıcaları ile ilgili bir değerlendirme toplantısı yaptı. Vali Mehmet Tekinarslan, Diyadin kaplıcalarının detaylı olarak masaya yatırılması gerektiğini belirterek, "Yapılacak çalışmalarla bu kaynağı nasıl değerlendireceğimize ilişkin zemin oluşturup, hep birlikte bu işi ekonomiye kazandıracağız" dedi.
Sayın Valim,
Bu haber hepimizi gerçekten çok sevindirdi ve heyecanlandırdı.
İnşallah bu sevinç ve heyecan daim olur temennisindeyiz. Her şeye rağmen, olacak diye bir haletiruhiyenin içerisindeyiz.
Çünkü ruh halımız, devamlı aldatılan, kandırılan ve sonunda yüz üstü bırakılan ve neticede Her yerde ümidi kesilen ve çaresiz kalan insanların ruh haline beziyor.
İşte bu ruh halı etkisinde olan bir insanın, hiç beklemediği, hiç ümit etmediği bir yerde veya zamanda ümit beklemesi gibi, inanmadığı halde inanmak istemesi gibi.
Bu ümitsizliğimize rağmen, yine ümitli ve iyimser olmaya çalışıyoruz. Ve en basit bir söz karşısında bile heyecanlanarak kulak kabartıyoruz. Bu söz her ne kadar sırada ve basit olursa olsun, günü kurtarmaya yönelik olursa olsun. Yeter ki bir vaat bir gelecek iması içersin.
Buna da bir yerde mecburuz. Mecbur olduğumuz içinde inanmak istiyoruz. Olmasa bile ümitle yaşamak istiyoruz. Çünkü ümidini yitiren her şeyini yitirmiş demektir. Biz ümidimizi yitirmek istemiyoruz. Zira geleceğimiz var, çocuklarımızın geleceği var, insanımızın geleceği var, Ülkemizin, bölgemizin ve insanlığın geleceği var. Onun için ümitli ve iyimser olmak zorundayız.
Sözü daha fazla uzatmadan konuya geleyim;
2000 yılların başlarındayız. Ağrı?nın dönemin sayın valisi uzun sure görevde olmasına rağmen suya sabuna dokunmadan, hiç bir varlık göstermeden, makamında paşa paşa oturur gününü gün ederken, nerede estiyse, anide hiç beklemediğimiz bir fikir ortaya attı.
Fikir mükemmel idi. Yılar yılı hep gündeme getirir tartışır hayâlını kurardık.
Tıpkı tarihteki hicaz demir yolu projesi gibi, tıpkı, çok kişini gerçekleştirmek istediği halde fakat ömürleri vefa etmediği asrın projesi olarak adlandırılan GAP projesi gibi.
Hani GAP projesini başka siyasilere kaptırmak istemeyen meşhur siyasinin << GAPI GAPTIRMAM>> tarzındaki söyleminde GAP projesi ne kadar önemli olduğunu ifadesinde bulduğu gibi.
GAP projesi, Türkiye ve Bölge halkı için ne öneme sahip ise, vali beyin açıkladığı projede, bizim için o kadar gerekli ve önemli idi. Zira ısınma sorunu bölgenin en büyük sorunlarında biriydi, halen de öyledir.
Isınma konusundaydı Vali beyin projesi. Yani yoksul bölge halkını Diyadin kaplıcalarındaki jeotermal ısısında ısındırmaktı.
Bilindiği üzere Ağrı Türkiye?nin en fakir illidir ve milli gelirde, şimdi de olduğu gibi Türkiye de en düşük payı almaktaydı.
Malum olunduğu üzere kış, bölgede en az altı ay şiddetli bir şekilde hüküm sürmekte ve dolaysı ile bir aile en az ortalama iki bin TL. lık yakacak yakmak zorunda kalmaktadır. Buda, Fakir halkını belini bükmektedir.
Her ne ise.
Proje şu; Bu proje ile Diyadin jeotermal suyunu ısıtma amaçlı Doğubayazıt?a getirilecek. İlk etapta altı bin aboneye verilecek bu abonelerin üç bini kamu üç bini ise halktan oluşacaktı.
Bu suyu Doğubayazıt şehir girişine kadar getirilmesi bedeli olarak, her abone bazında yüz metre kareye kadar 2.400 Amerika Doları abone sahiplerinde alınacaktı. Bu noktadan şehir içi dağıtımı için de ayrıca belirlenecek bir miktar alınacaktı.
Proje ilk etapta insana mantıklı, hoş ve cazip geliyor ve heyecan veriyordu.
Gerçeği de o. Amma finanssal kaynağı yanlış seçilmişti. Aşağıda izah edeceğimiz ve o zamanlar aynen bu köşede yazdığımız gibi projeyi desteklediğimizi ancak projenin finans kaynağının şekline katılmadığımızı ifade ederek itiraz ettik ve kaynağı gerçekçi bulamadığımızı ve bu haliyle bu proje kesinlikle yürümeyeceğini ifade ettik. Ve aynen şöyle dedik:
Demiştik ve tamı tamamına aynısı çıktı.
Bankada açtıkları banka hesabına yanılmıyorsam tek bir kişi para yatırmıştı. Her halde o şahıs da konuyu tam anlamamış ve incelememiş ki o projenin cazibesine kapılarak Soluğu bankada almıştır. Kısacası hiçbir kriteri göz önü nünde bulundurmadan dostlar alış verişte görsünler mantığı ile masa başında hazırlanmış bir projeydi.
Her neyse o yanlış yürümedi ve geçmişte kaldı. Bunları, yapılacak çalışmalara belki katkısı olur diye dile getirdik.
Biz şimdi önümüze bakalım ve bu projeyi, bir ümit, bir şans olarak gördüğümüzü dikkatinize sunmak istiyoruz. Çünkü yapmaya çalıştığınız diğer faaliyet ve çalışmalarınızı izledikçe galiba bu iş bu sefer olacak diye ümitleniyoruz.
Sayın Valim;
Beklentilerimizi ve önerilerimizi dile getirmeden önce, enerji konusunda yeri gelmiş iken, konu ile ilgili Avrupa da (Almanya dan) bir uygulamayı sizinle paylaşmak istiyorum;
Bilindiği üzere diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, Almanya da da tarımcılık ve hayvancılık, sanayi sektörü ile birlikte götürülmekte dır. Tabii ki bu faaliyetler bizdeki anlayışı ile değil. Tüm teknoloji nimetlerinden faydalanarak yapılır.
Vereceğim örnek çok basit ve çarpıcı bir örnek. Hayvan gübresinin ısı enerjisine dönüştürülerek değerlendirmesi ile ilgili.
Olay şu; Hayvan gübresini hayvanın altından alındıktan sonra silolara alınıyor burada bazı aşmalardan geçirilerek gaza çeviriyor, bu gazı şehrin bir yerinde depolayarak merkezi sistemle suyu ısıtmada kullanıyorlar. Isıtılan su jeotermal suyu şeklinde o bölgeyi ısıtıyor.
Gübrenin atıklarından çok çeşitli kimyevi ham madde ve gübreler elde edilir.
Evet, Elin oğlu hayvan gübresini bile bu kadar güzel değerlendirirken biz halen Dünya harikası ve şifa kaynağı olan Diyadin kaplıcalarındaki jeotermal suyu gibi bir nimeti daha nasıl kullanacağını ve değerlendireceğimizi bilemiyoruz.
Çalışmalarınıza katkısı olur düşüncesi ile düşüncemi sizinle paylaşmak istedim.
Eğer bölgede bunlar ve bunlara benzer projeler geliştirir ve sonuçlandırırsanız. Hep hayırla yâd edilirsiniz. Çünkü halkımız kadirşinas bir halktır. Yapılan hizmetleri unutmaz unutmayacaktır. Tıpkı Ağrı eski valilerinden Sayın Lütfü Yeğenoğlu ve Iğdır eski Valisi sayın Dr. Mustafa Tamer?in çabalarını unutmadıkları gibi.
Ağrı bölgesi yeraltı, yerüstü zenginliğine tarihi, turistlik ve tabiat gözeliğine sahip bakire bir bölgedir. El değmemiştir.( Bazen de iyi ki el deymemiştir demesi geliyor insanın. Çünkü şimdiye kadar o da çar çur edilirdi.) bu nedenle hangi alana el atılırsa büyük başarılar elde edilmesi içten bile değildir.
Sayın valim;
Bu kapsamda, İstanbullun, Van?ın Çılgın projeleri varsa Ağrı?nın de çılgın projesi niye olmasın. İstanbullun, Kanal İstanbul, Van?ın marina çılgın projeleri varsa Ağrının da her evin Jeotermal ıssısı ve her tarlasının ve bahçesinin serası olsun. Çünkü bu proje Ağrı?nın makûs talihini değiştirecek bir projedir.
Yapılacak böyle bir Proje ile bölge ikinci Çukur ova olur. Kısa zamanda Ağrı ekonomisi şaha kalkar. Düşününüz yaz kış demeden dört mevsim her ilçede günde onlarca kamyon sebze Türkiye?nin her yerine sevk edilecektir. Bunun bölgede işsizliğe dolaysı ile ekonomiye katacağı katma değeri tahayyül bile edemesiniz.
Sayın valim,
Böyle bir projede imzanızın olmaması için bir neden yoktur.
Bu vesile ile bu gök kubbe altında hoş bir seda bırakma fırsatı ve zamanıdır.
Türkiyenın en fakir fakat en kadirşinas halkı olan Ağrı insanının yüzünü güldürün artık.
Şimdiden çalışmalarınızdan muvaffakiyetler dilerim.
YAPILMASI GEREKENLER
1-Jeotermal suyu İl düzeyine yayılmalı özelikle şehir merkezlerinde tek bir iş yeri ve konut kalmaksızın jeotermalle ısıtılmalı. İmkân dâhilinde köyler de bu hizmetten faydalandırılmalıdır.
2-Jeotermal suyunun gittiği her yere mutlaka seracılık teşvik edilmeli hatta İlk adımı valilik kaymakamlıklar ve Devletin diğer birimleri atmalı ve örnek seraları açmalı. Finans kaynağı ise ya Avrupa hibelerden ya devlet teşviklerden karşılanmalıdır.
3-Diyadin kaplıcalarında 197 metrede 87 derece sıcak su 400 metrede buhar bulunmaktadır. Bu buhar ile elektrik üretilmelidir. Aydın Germencik buharlı elektrik sistemi buna güzel bir örnektir.
4?2000 kişiye iş imkânı sağlayacağı ümit ettiğimiz ve fabrikası yapılarak açılışını beklerken, anacak ilgisizlikten ve sahipsizlikten dolayı temel taşına kadar sökülüp götürülen kuru buz üretim tesissi mutlaka ve mutlaka tekrar üretime açılmalı.
5-Kaplıcaların özelikle kış turizm nede hizmet edecek ve modern bir tarzda otel motel ve konaklama yerleri yapılmalı. Finans kaynağı ise ya Avrupa hibelerden ya devlet teşviklerden ya da yap işlet devret modeli ile özel işletmeler eliyle yapılmalı.
6-Diyadin?in dünyaya açılan tek penceresi ve geçim kaynağı olan kaplıcaları Sağlık Bakanlığınca sağlık tedavi merkeze kapsamına alınmalı.
7-Köprü kaplıcasının yanında bulunan yöre halkı tarafında Pamukkale olarak adlandırılan zamanında çok turist çeken fakat bilinçsizce üstü toprak ile kapatılan Traverten kalenin üstünü temizlenerek tekrar turizme kazandırılmalı,
8-Bölgede bulunan ve Dünyaca tanınan tarihi ve turistik yerlerin özeliğine uygun olarak restore edilerek ve uluslar arası düzeyde tanıtımı yapılarak turizme kazandırılmalı, Ümitle beklenilen güven ortamı sadece sanayi ve tarımda değil, bacasız sanayi olarak da bilinen turizmde de patlama yaşatacaktır. Bölgede yaşanan güvenlik sorunu yüzünden bir türlü gezilip, görülmeyen dağlar, ovalar, vadiler, göller ve tarihi yapılar düzenlenecek turlar ile keşfedilecek. Turizm şirketleri şimdiden bunun alt yapısını da hazırlamaya başladı. Güven sağlanması halinde bölgeye giden turist sayısında yüzde 300?400 artış olacaktır. Buna hazırlıklı olmak için acilen çalışmalara başlatılmalı.
9- Bölge ekonomisinde lokomotif görevi yapan sınır ticaretinin önündeki engelleri kaldırılmalı ve ayrıca kapsamını genişletilerek il düzeyine yayılmalı,
10- KDV kanunun 43 ? 61 ve 84 genel tebliğlerin bölge Gümrük kapılarında uygulanmasını bu yolla(Yolcu beraberi-Bavul ticareti) sağlanmalı.
11- Serbest Ticaret bölgesi zaman geçirilmeden acilen kurulmalı.
12-Hayvancılığın gelişimi ve yaygınlaştırılmasını teşvik edilmeli,
13-Hayvan havzaları kurulmalı ve bu kapsamda il ve ilçe düzeyinde sığır besi merkezleri açılmalı ve ayrıca besicilik desteklemeli.
14-Yaylacılığın önündeki tüm engeller kaldırılmalı. Ayrıca yaylacık turizmi teşvik edilmeli.
15-Tarımcılığın dünya stantlardan ve modern bir şekilde yapılması için gereken tedbirler alınmalı
16- Bölgede her alanda yatırım yapılmaya müsait yüz binlerce m2 arazinin olmasına rağmen, yıllardan beri yatırımın önünü kesen en büyük etken güvenlik sorunu olarak biliniyor. Yerli ve yabancı büyük yatırımcılar ne zaman bölge ile alakalı bir girişimde bulunsa güvenlik noktasında bir çıkmazına girip ya söz konusu yatırımı askıya alıyor ya da tamamen vazgeçiyordu. Ancak son yaşanan gelişmeler sonrası oluşacak güven ortamı pusuda bekleyen devasal yatırımların bölgeye akın etmesine neden olacaktır.
Oluşacak güven ortamı sadece Doğu`ya değil tüm Türkiye`ye kazandıracak. Ortadoğu ülkelerinde yaşanan `Arap Baharı` ile ortaya çıkan iç karışıklıklar yüzünden söz konusu ülkeleri terk etmek durumunda kalan yerli ve yabancı yatırımcılar için en ideal adres Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi olacak. Birçok yabancı şirket Ortadoğu pazarına Türkiye üzerinden güvenli bir şekilde açılabilecek. Bu sayede binlerce kişiye de iş kapısı açılmış olacak. Bu nedenle zaman geçirilmeden buna göre hazırlıklar yapılmalı.
17-Bölgede bulunan akan suları üzerinde bentler, göletler ve barajlar yapılarak sulama ve enerji de kullanılmalı.
18-Rüzgâr enerjisi konusunda kamuoyu bilinçlendirilerek bu alana yatırımlar yönlendırılmelı.
19-Özel teşebbüsün Ağrı dağında kurmak istedikleri güneş enerji merkezlerine öncülük edilmeli.
20- Ağrı, Süphan ve Köse dağları baştan olmak üzere yörede bulunan diğer müsait yerlerde gereken çalışmalar başlatılarak teleferik sistemi kurulmalı ve bu bağlamda kayak merkezleri başta olmak üzere çeşitli faaliyetlerle yaz ve kış turizmi geliştirtmelidir
21-Diyadin, Doğubayazıt, Taşlıçay?ın ovalarını harana çevirecek ve bölgenin çehresini değiştirecek Yukarı murat barajın yapımına bir an önce başlatılmalı.
22- Bacasız sanayi olarak bilinen ve yapıldığı takdirde yörenin ekonomik gelişimine çok şey katacak olan yüksek okul veya fakültelerin ilçelerde açılması için gereken çalışmaların başlatılmalı.
23- Ehmede Xanı hazretleri başta olmak üzere yörede bulunan manevi şahsiyetleri ve mabetleri tespit edilerek uluslar arası düzeyde tanıtılmalı ve bu bağlamda inanç turizmi teşvik edilmeli.
Son teminimiz, çözüm süreci ile birlikte bölgede yaşanan iyimser hava ekonomiye de can vermeli. Yaşanan şiddet ortamı nedeniyle değerlendirilemeyen kıymetli araziler, sanayiye, tarıma ve hayvancılığa açılmalı, keşfedilmeyen doğa harikaları içinde turlar düzenlenerek turizme kazandırmalı. Bölge her alanda yatırım patlaması yaşamalı ve işsizlik sorunu da büyük oranda çözülmüş olmalı.
SEYİTHAN KAYA
MALİ MÜŞAVİR
DOĞUBAYAZIT