Çok değerli aday arkadaşım. Biliyorum ki yoğunsun, yorgunsun, karışık ve karmaşık bir ortamdasın.

Bu aralar senin veya rakip bellediğin kişilerin isimlerinin geçmediği yazıları okumak zor geliyor sana, biliyorum.

Ama sen yine de bu yazıyı oku, hatta üzerinde düşün. Kaynatıp suyunu iç demeyeceğim, çünkü internetten okuyorsun.

Naçizane birkaç kelam edeceğim, sana dair, yaşadıklarına dair, duygularına ve iç dünyana dair. Biliyorum, ürkeksin, bir serçe tedirginliğinde geçiyor uykuların.

Farkına varmıyorsun ama çok yoruluyorsun. Sadece hissetmiyorsun, çünkü vücudun bol miktarda dopamin ve adrenalin hormonları salgılıyor.

Adaylık dönemleri, hassas dönemlerdir. Bir kere hedef müşteri kitlesi belirgin değildir.

Moralini bozmak istemem ama en karar verici gibi görünenler, aslında etkisiz elemanlardır. Karşında aday psikolojisi üzerinde doktora yapmış nice kurt siyaset erbabı, pusuya yatmış seni gözler. Üstelik neredeyse her yıl bir seçimin olduğu bu coğrafyada, aday enflasyonu yaşandığından, senin hiçbir gizemin de kalmamıştır.

Şimdiye kadar inek sağıyorum diye kaç öküzün dibine çömeldin, elma koparmak için kaç kavak ağacına tırmandın, bilemem. Ama bundan sonra sözüme kulak ver, ayık ol, akıllı ol.

Bu iş öyle kolay bir iş değil, hele ucuz hiç değil. Bu yazıyı uyumadan önce beş defa üst üste ikişer dakika arayla oku, sabah uyandığında, aklında kalanları not et, sonra yine oku. Ve uygulamaya başla.

Önce bir soruyla başlayayım; sen hiç meclisi gördün mü? Görmediysen, yarın sabaha bir Ankara bileti al, meclisi alıcı gözle bir dolaş ve geri gel. Milletvekillerinin özlük haklarını öğren. Havaya girip hemen iki takım elbise daha alma. Sonra kredi kartı taksitlerini öderken perişan olursun. Milletvekilleri ne alıyor, nasıl yaşıyor öğren ki, sana kaptırmamak için rakiplerinin ne yapabileceğini bil. Emin ol, seni dişleriyle boğarlar.

Mümkün olduğunca gizemli ol. Sessiz ve derinden çalışıyorsun izlenimi ver. Ama hep göz önünde ol. Yanında bir-iki arkadaşın bulunsun, ama hısım, akraba, torun, torba, cümbür cemaat dolaşma. Zaten masraflı da olur. Bir de sonrasında çok minnet ederler. Aday olsan da olmasan da başına kakarlar.

Oscar töreninde kırmızı halıda yürüyecekmişsin gibi giyinme. Bütün paranı da elbiseye, ayakkabıya harcama.

Adaylık dosyası almak için görevlendirilen parti çalışanlarıyla fotoğraf çekip, sosyal medyada yayınlamak için çırpınma. Kayda değer bir faydası yok. Hele facebook üzerinden adaylık çalışmasına hiç umut bağlama.

Halktan biri gibi görüneceğim diye, kendini şebeğe çevirme. Halk kendi gibi olanı sevmez zaten, sen bakma öyle söylendiğine. Aslında halk kendi gibi olmayanı da sevmez. Kısacası halk kimseyi sevmez. Sen gidip ayda 25 bin lira maaş alıp, çocukların ömür boyu vekil çocuğu olacak diye, halk seni niye sevsin ki?

Az konuş, bırak karşındaki sana atabildiği kadar hava atsın. O da biliyor ki sen şimdi elindesin, bir daha öyle bir şansı olmayacak. Sakın tartışma, en haklı olduğun durumda bile. Hem unutma, karşındaki kim, bilmiyorsun.

Medyanın gazına gelme. Her adayın, en az senin gibi bir tanıdığı olduğunu da unutma. Ama ihmale de gelmez, yine de bir iki internet sitesinde ismin geçsin. Ancak, boyunu aşacak demeçler verme.

Şimdilik bu kadar, burayı izlemeye devam et, devamı olacak?(basından)