İş ve okul hayatımda iki tür idareciye rast geldim.
İlk tür idareci şöyledir, siz sorunları aktarırsınız, “şu, şu sorunlarımız var, bu sıkıntıları yaşıyoruz” diye dert yakınırsınız, o da o sorunların neden var olduğunu açıklamaya girişir. Örneğin siz personel eksiğimiz var dersiniz, o da neden personel eksiği olduğunu açıklamaya başlar.
İkinci tür idareci ise siz sorunu dile getirdiğinizde “ne yapabiliriz, bunu nasıl çözebiliriz” şeklinde karşılıkta bulunur. İlk türde sorunun neden var olduğu açıklanır, sebepleri dile getirilir, ikinci tür idarecilikte ise o sorunların nasıl çözebileceği masaya yatırılır.
Meslek hayatında başarılı olan ikinci türdür. İnsanların memnun olduğu, veda törenlerinde samimi bir şekilde sarılıp “güle güle” dediği, arkasından hep hayırla andığı bu ikinci türdür. Çünkü doğru şekilde hareket eden odur.
Siz sorunu dile getirdiğinizde, zaten sebeplerini, o sorunların neden var olduğunu az çok tahmin edebiliyorsunuz, karşınızdaki idarecinin o sorunun nedenlerini açıklaması, size bir fayda sağlamıyor, derdinize derman olmuyor. Mesele sorunu çözebilmek, çözebilme iradesi gösterebilmektir. Kendi kurumlarını bir yere taşıyan, fark yaratan, tarihe geçen hep bu tür idareciler olur.
Doğubayazıt’ta da atanmış veya seçilmiş tüm idarecilerimizin soruna hep “çözüm” mantığıyla yaklaşmasını bekliyoruz.
Mimar Sinan’a atfedilen güzel bir anekdot vardır. Selimiye Camisi minarelerden biri için eğri diyen çocuğu haber alınca, minareye halat bağlattırıyor ve çocuk “tamam düzeldi” deyinceye kadar ustalar halatı çekiyor. Aslında minare eğri filan değil, ama öyle bir söylenti yayılmasın diye Mimar Sinan bu yola başvurmuş. Mimar Sinan hiç olmayan, ortada olmayan bir sorunu dahi bu mantıkla ele alıyorsa, idarecilerimizin de var olan, ortada olan sorunları “çözüm” mantığıyla ele almasında fayda var. Bu yol, sadece vatandaşa değil, onlara da fayda sağlar. Yıllar geçtikçe hayırla anılır, şehrin unutulmaz isimleri olurlar.
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55
Ağrı
21.11.2024