Ağrı'nın eski valisi Süleyman Elban gitti yerine atanan yeni vali OSMAN VAROL, gelerek görevine başladı. 

Nedendir bilmiyorum ama Ağrı'da adeta bir gelenek haline geldi. Ne hikmetse, İstisnalar dışında Ağrı'da görev yapan kamu görevlileri daha sonra büyük illere yada daha üst görevlere atanıyorlar.

Nitekim bu gelenek yine değişmedi, eski vali Süleyman Elban, Adana'ya atandı. Umarım oradan da İstanbul ya da Ankara'ya doğru yol alır.

Düz mantıkla düşünecek olursak demek ki Ağrı'da kaldıkları sırada çok çalışıyorlar, güzel hizmetler üretiyorlar dolayısıyla,  hizmetlerinden daha iyi yararlanmak için de büyük illere ya da daha üst makamlara atanıyorlar. 

Nitekim geçmişte Ağrı'da görev yapan valiler şu anda Türkiye'nin en büyük illerini yönetiyorlar.

Bunu deklere ettikten sonra öncelikle Giden valimize Güle Güle yeni valimize de Hoş Geldiniz diyorum.

Muhtemeldir ki gelen Sayın vali, öncelikle kendilerine yapılacak sunumlarla Ağrı'nın sorun ve sıkıntıları hakkında bilgi alacaklar, deneyimli bir vali olduğu için de, doğal olarak kendine göre bir öncelikli hizmetler sıralaması  belirleyecektir. 

Ya eski vali Elban'ın bıraktığı projeleri devam ettirecek, ya da Ağrı için hayatı öneme sahip yeni yeni hizmet ve yatırımlara yöneleceklerdir.

Bu itibarla bizde yapılacak öncelikli hizmetler konusunda zaman zaman düşüncelerimizi sunacağız. Yaparlar yapmazlar tabi ki  takdir kendilerine aittir.

Son yıllarda Doğubayazıt'ın ekonomik ve sosyal kalkınması için valilik tarafından belirlenen ağırlıklı hizmet önceliklerinin başında TURİZM gelmektedir.

 İshakpaşa Sarayı, Ağrı Dağı, Tartışmalı Nuh'un Gemisi, Meteor Çukuru  ve Ahmede Hani türbesi, Ağrı'nın turizm değerleri olarak sıralanabilir. 

Ağrı'nın bu konudaki artısı ise ilde, başarılı bir Kültür ve Turizm İl Müdürünün olmasıdır.

Doğrusunu söylemek gerekirse eski valilerden Musa Işın, Kültür ve Turizm İl Müdürü Muhsin Bulut ve eski kaymakam Ulaş Akhan, bu alanlarda yeterince somut hizmetler ortaya koydular. 

Öyle ki; İshakpaşa Sarayı hakkında sayısız sempozyum ve toplantılar yapıldı, neredeyse her yıl tadilat ya da restorasyon çalışmaları eksik olmadı.

Ağrı Dağı ve Nuh'un Gemisi hakkında da aynı neviden çalışmalar yapıldı, yapılıyor,

Ahmede Hani türbesi ise, özellikle kaymakam Ulaş Akhan döneminde çok önemli düzenleme ve tadilatlara uğradı.

Bütün bu hizmetlerden sonra Doğubayazıt, ekonomik olarak ne kazandı hangi noktaya geldi bilinmiyor ama, bilinen şu ki turist daha da azaldı, turistik oteller kapanma noktasına geldi, İranlı turistler daha çok Van'ı tercih etmeye başladı vs. 

Demek ki ortada yanlış olan bir şeyler oldu ki bu çalışmalar ilçenin ekonomik ve sosyal meselelerine derman olmadı. Bunun araştırılması gerekir.

Bunlarla vakit geçirilirken önemli ve yaşamsal konular ya unutuldu ya da ikinci planda kaldı.

Doğubayazıt ve çevre köylerinin içme suyu için kullanılan BALIK GÖLÜ hakkında bir çalışma yapılmadı. 

Son yıllarda Balık Gölünde; devlet, özel idare, Taşlıçay Belediyesi ve bazı dernekler bir araya gelerek  piknik partileri yaptılar hepsi o kadar.

Piknik sonrasında ise çevreye atılan çöpler yadigar kaldı ve göl, daha da kirlendi. 

NELER YAPILABİLİR

Öncelikle BALIK GÖLÜ için bir SU ÇALIŞTAYI yapılmalıdır. 

Ağrı Valiliği, Belediyeler, Özel İdare ve DSİ'nin işbirliği ile Üniversite, Kültür ve Turizm, SERKA, TKDK, KOSGEP benzeri kuruluşlar ile davet edilecek su uzmanlarının katılımı ile  bölgenin 20-50 yıllık içme suyu planlaması ele alınmalıdır.

Bu bağlamda öncelikle Göl etrafı mutlaka ağaçlandırılmalıdır. Bu yükseklikteki yerlerde  çabuk büyüyecek çok  ağaç türleri vardır mutlaka,

Öte yandan, BALIK GÖLÜ,  içme suyu için doğal bir baraj olduğundan su havzası etkin bir koruma altına alınmalıdır. 

Göl çevresinde bulunan küçük köy ve mezralar mağdur edilmeden boşaltılmalı ve başka yerlerde iskan edilmelidir.

Tabi ki böylesi projelere imza atan yetkililer, taltif edilmeli, çalışma süresi sonunda da, daha üst görevlerde istihdam edilmelidir. 

Yoksa, medyatik hareketler ile hizmet yapıyor gibi görünmek, her şeyi güllük gülistanlık göstermek suretiyle üst makamlar nezdinde kendisini başarılı göstermek, halk cenahından başarılı kabul görünmüyor.

Binaenaleyh hizmetin hakkını vermek gerekir.