Bir yanda beton binalar, koşuşturan insanlar, araçların gürültüsü… Diğer yanda ise elinde değneğiyle sürüsünü otlatan bir çoban ve önünden ağır ağır geçen koyunlar. Doğubayazıt'ın şehir merkezinde görülen bu manzara, birçok kişinin içini ısıtmaya yetti. Çünkü modern hayatın karmaşası içinde hâlâ doğallığın, emeğin ve toprağa bağlılığın izlerini görmek insana huzur veriyor.
Şehir merkezinde koyunların yürüyüşünü seyredenler, aslında sadece bir sürüyü değil; sabrın, emeğin ve hayat mücadelesinin sembolünü gördüler. Zaman hızla akıp giderken, beton duvarların arasında bile doğanın nefesi kendine yol buluyor. Bu görüntü, bizlere hatırlatıyor ki; hâlâ bir yerlerde, hayatı için mücadele eden, emeğini alın teriyle yoğuran insanlar var.
Koyunların sessiz adımları, modernleşmenin tek başına insanı doyuramayacağını, kültürümüzün, köklerimizin ve üretimin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hissettirdi. Çünkü insan sadece tüketerek değil; toprağa, doğaya ve emeğe değer vererek var olabilir.
Doğubayazıt'ın şehir merkezinde yaşanan bu küçük ama anlamlı sahne, aslında bize çok şey söylüyor: Hayatın özünü, sadeliğini, doğallığını kaybetmeden ilerlemek mümkün. Bir yandan modernliği yaşarken, diğer yandan gelenekten, doğadan ve insani mücadeleden kopmamak… İşte asıl güzellik burada.