Türkiye’de demokrasinin daha da güçlendirilmesi için şu sıralar yeni bir çalışma yapılıyor. Hukuk ve insan hakları alanında bir takım değişiklikler öngörülüyor.
Hemen söyleyeyim bence yapılması gereken, öncelikle mevcut Anayasa ve yasaların etkin bir şekilde uygulanmasıdır. Çünkü halen yürürlükte bulunan yasalarda olması gereken her şey vardır.
Demokrasinin, olmazsa olmazı olan siyasi huzur ve istikrar ortamında ekonomik refahın yükseltilebilmesi; ayrıca uluslararası alanda barış, güvenlik ve yine istikrar ortamının sağlanması için, mevcut mevzuat dahilinde her türlü kararlar alınabilir.
Bunları yapmak için yeni yasalar çıkarmaya, tekrar anayasa değişiklikleri yapmaya gerek yoktur. Demokrasi çerçevesinde bu hedeflere ulaşmak her zaman mümkündür. Çünkü bu değişiklikler, AK Parti döneminde daha önce yapılmış tamamlanmıştır.
Bilindiği üzere günümüzde demokrasinin temel unsurları, insan hakları ve hukukun üstünlüğüdür. Avrupa Konseyi’nde, bütün devletlerin ortak iradeleri de bu yöndedir. Demokrasinin ilke ve standartları buna göre oluşuyor.
Avrupa Konseyi tarafından “demokratik güvenlik” olarak tanımlanan bu standartlar; bağımsız yargı, ifade özgürlüğü, örgütlenme ve gösteri özgürlüğü, demokratik kurumlar ve katılımcı toplum olarak sıralanıyor.
Türkiye gibi Birleşmiş Milletler’e ve Avrupa Konseyi’ne üye devletler, bu sözleşmelere taraflar. Bir başka ifade ile üye Devletler, özgür siyasi iradeleri ile sözleşmeleri kabul ettikleri için dolayısıyla uygulama ve uyma yükümlülükleri de söz konusudur.
Daha da önemlisi, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi ile yapılan sözleşmelerde yer alan hükümlerin çoğunluğu, zaten Anayasamız ve yasalarımızda da vardır.
Binaenaleyh gündemdeki reform tartışmalarını bu çerçevede değerlendirmek gerekir.
Anayasamız ve yasalarımız, etkin bir şekilde uygulandığında yeni bir düzenlemeye gerek kalmayabilir.
