ınsan yaşamında suyun yerini başka bir şey tutamaz. "Suyum olmasın ama ekmeğim olsun" diye bir tercih bile yapmak mümkün değildir. Banyo yapamadığınızı, tıraş olamadığınızı, bulaşıkları yıkayamadığınızı, evinizin her yerinden kötü kokuların geldiğini, tuvaletin çalışmadığını düşünmek bile insana ürperti veriyor.
Susuzluktan hastanelerden insanların taburcu edildiklerini, ameliyatların yapılamadığını, okulların kapatıldığını, camilerde abdest alınamadığını, kanalizasyonların tıkandığını kim ister ki.
Doğubayazıt?ta yeterli suyun bulunmadığı, insanların gelirlerinin büyük bir bölümünü su için harcadığını ve bunun da daha önce yaptığımız israfın bir sonucu olduğunu kendimize nasıl izah edebiliriz?
Bu ve benzeri sıkıntılardan korunmak için bugünden bir şeyler yapmalıyız. Çok temiz olmasa bile en azından sürekli bir su bulmak zorundayız.
Başta Ağrı Valiliği ve Doğubayazıt belediyesi olmak üzere bütün kişi ve kuruluşlar su konusunda mutlak bir çaba harcamaları gerekir.
Bilinmesi gerekir ki sıkıntı olduğu zaman insanlar su konusunda her türlü öneriye razı olmak zorunda kalıyorlar. Onun için şimdiden alınacak bir önlem ya da duyarlılık, muhtemel su sıkıntıları ile tanışmamızı geciktirebilir.
Su hayat olduğuna göre, su sıkıntısı baş gösterdiği andan insanın hayatı bir anda tehlikeye girer. Para-pul da çare olamıyor. Varlıklı insanlar muhtemel bir su sıkıntısından kısa vadede etkilenmiyor olabilirler fakat uzun vadede para da işe yaramaz.
Doğubayazıt merkezi ile köylerin bir bölümü su ihtiyacını Balık Gölünden karşılamaktadır. Bunun dışında her hangi bir alternatif yok gibi.
Düz mantıkla düşünecek olursak burada yapılacak öncelikli iş, Balık Gölünün koruma altına alınması ve su israflarının en az seviyeye indirilmesidir.
Bu kış bölgemize yeteri kadar yağış düşmedi. Bu nedenle mevcut suları ekonomik bir şekilde kullanmaktan başka çare yoktur. Bu konuda hemşerilerimiz uyarılmalı ayrıca su israfı için caydırıcı önlemler alınmalıdır.
