Doğubayazıt'ta, cadde ve sokak isimlerinin yazıldığı tabelalara bakıldığında alakalı alakasız isimler görmek mümkündür. Halkın büyük çoğunluğu bu isimleri bilmiyor, tanımıyor.
İlçemizdeki cadde ve sokaklar daha çok kişi adları ile biliniyor. Bu da gösteriyor ki isim koymaya yetkili belediye meclisleri, şahıs isimlerine fazlaca odaklanıyorlar.
Elbette ki bu isimlerin çok az bir kısmı halk tarafından tanınan ve saygı duyulan şahıslardır.
Mesela ilçede devasa bir eğitim kurumu yaptırarak Doğubayazıt'a, emsallerinden daha büyük ve kapasiteli bir Yüksek Okul kazandıran ABDULBARİ GOZAL,
Ki, Sayın Gozal, yetkililer tarafından ısrarla teklif edildiği halde yaptırdığı yüksek okula kendi ismini vermeye bile rıza göstermeyen bir kişiliğe sahiptir.
Aynı şekilde ilçede birden fazla ilk ve orta eğitim okulu yatırımı yapan iş insanı Hüsnü Özyeğin bey,
Her iki zatın da isimlerinin birer caddeye verilmiş olması uygundur ve halk arasında da memnuniyetle kabul görmüştür. Böylesi isimlendirmelere kimsenin bir diyeceği olamaz.
Fakat diğer bazı cadde ve sokaklara bakıldığında, isim vermede daha çok ahbap-çavuş ilişkilerinin ön plana çıktığı görülüyor.
Edinilen bilgilere göre, isim koyma tartışması şimdiki belediye meclisinde de yaşanıyor.
Bu kere de cadde ve sokaklar hafif gelmeye başlamış olacak ki mahalle isimleri üzerinde bir mücadele devam ediyor.
Bazı mahallelerin bölünmesi söz konusu olduğundan, oluşacak yeni mahallelerin isimleri, mecliste ana gündem konularından biri haline gelmiştir.
Belediye meclisinin bir kanadı daha çok ideolojik kaynaklı bazı kişi isimleri önerirken, diğer kanadı da muhafazakar isimlerle karşı çıkmaya çalışıyor.
Bana kalırsa iki kanat da yanlış yapıyor. Önerilen bu isimler şimdilik kabul ettirilse bile gelecekte yine değişime uğrarlar.
Kaldı ki meclis kararları da, mülki amirin uygun görmesi ile kesinleşiyor.
Nitekim Çarşı caddesi bunun en açık bir örneğidir. Her gelen belediye yönetimi bu caddenin ismini değiştirdi, lakin bendeniz de dahil halk çoğunluğu halen ÇARŞI CADDESİ diyor.
O nedenle bu konuda güç gösterileri gibi kısır çekişmeler bir yana bırakılmalı, halkın genel istemleri doğrultusunda isimlendirmeler yapılmalıdır.
Aksi durumda hiç bir isim kalıcı olamaz.
