Aylardan beri sonucu büyük bir merakla beklenen Anayasa oylamasının üzerinden on gün geçti. Vatandaşlar 12 Eylül darbesinin yıldönümünde % 58 gibi bir oranla anayasa değişikliğine EVET dedi.
Halkın darbe istemediği ve bundan sonra darbecilere hoşgörü göstermeyeceği de tescillenmiş oldu. Böylece başbakan Erdoğan?ın ve de AK Partinin dediği oldu.
Anayasa değişikliğine ait referandum, iktidar partisi için aynı zamanda bir güven oylamasına da dönüştürülmüştü. Referandum süresince muhalefet partileri anayasadan çok, var güçleri ile Başbakan Erdoğan ve AK Partiyi eleştiriyorlardı.
Oylama sonucu gösterdi ki AK Parti ve başbakan Erdoğan bu referandumdan güçlenerek çıktı. Bundan da anlaşılıyor ki AK Parti önümüzdeki milletvekili genel seçimlerinde yine tek başına iktidar olacak. O nedenle her kes şimdiden hesaplarını ona göre yapmalıdır.
Öte yandan 12 Eylül referandumu, hayırcı siyasi partiler ile statüko yanlısı çevreleri adeta silkeledi. CHP ve MHP ile bazı ilerici(!) sivil toplum kuruluşlarının temsil ettiği HAYIR cephesi 12 Eylül oylamasında adeta bozguna uğradılar.
Bu çevrelerin muhafazakar olarak tanımladığı halk, onların aksine yeniliklerden yana tercihini yaparak EVET dedi ve statükocuların tahminlerini tamamen boşa çıkardı.
Bu sebeple, değişime ve Avrupa Birliği ile entegre olmaya kapalı olan CHP, MHP ve statükocu Sivil Toplum Kuruluşlarının halkın bu mesajını çok iyi okumaları gerekir. Aksi durumda alışılmış politikalarla AB adayı 73 milyonluk devasa Türkiye?yi yönetmek çok zorlaşır.
Bu itibarla hiç kimse referandum sonuçlarını küçümsememelidir. Bazı siyasi partilerin basına yansıyan komik beyanatları ile bu devasa oylamayı hafife almak çok yanlış olur.Çünkü halka rağmen halk yönetilemez. Aksi durumda ne demokrasiden ne de cumhuriyetten söz edilebilir.
O yüzden Türkiye?deki yetkili kişi ve kuruluşlar yasalar çerçevesinde kendilerine verilen işleri yapmalı, kişi ve kurumlar siyasi iktidarın emrinde olduklarını hiçbir zaman unutmamalıdır.
Diğer taraftan bu referandum sonuçları bölgemiz açısından da çok iyi değerlendirilmelidir.
Doğu ve Güneydoğuda BDP?nin boykot çağrısına uyarak sandık başına gitmeyerek oy kullanmayan vatandaşların verdiği mesaj çok iyi anlaşılmalıdır.
Yine her şeye rağmen bölgede oylamaya katılarak nerde ise yüzde yüzlere varan EVET oylarının da çok iyi okuması gerekir.
