29 Mart seçimleri nihayet sonuçlandı. ıyisiyle, kötüsüyle, sevinciyle, hüznüyle, kavgasıyla, barışıyla 29 Mart seçimleri geldi, geçti.
Seçim süreci içerisinde önce aday adayları konuştu, sonra adaylar konuştu, televizyonlar, gazeteciler ve siyasiler konuştu.
Sonuçta ise Vatandaş konuştu ve nihai kararını verdi.
Doğubayazıt?ta yapılan seçimlerde DTP zaferle çıktı. Halk tercihini DTP?den yana kullandı. ve DTP adayı Sayın Dr. Canan Can Korkmaz büyük bir ekseriyetle Doğubayazıt Belediye Başkanlığına seçildi. Bu nedenle başkan Korkmazı ve DTP yönetimini tebrik ediyorum.
Aynı şekilde ıl Genel Meclisi üyeliği seçimleri de, DTP?nin başarısı ile sonuçlandı. DTP?den Kenan Alkan, Ahmet Özkan, şevin Geçit ve Ömer Atasoy seçilirken AKP?den sadece Mehmet Ertoğrol seçildi.
Diğer taraftan Doğubayazıt Belediye meclisinin 25 üyesinin 19 üyesini DTP kazandı ve AKP sadece 6 üyelik elde edebildi.
29 Mart yerel seçimlerinde Devletin Demokrat duruşunu da belirtmekten geçemeyeceğim. Bütün söylentilerin aksine Devlet hiç bir şekilde seçimlere ya da propagandalara müdahale etmedi ve yerel seçimler olabildiğince özgür bir ortamda gerçekleşti.
Bütün bunları özetledikten sonra aslında kazanan ne DTP ne de AKP. Asıl kazanan Doğubayazıt halkının iradesidir. Bu nedenle büyük bir çoğunlukla seçilen başkan ve meclis üyelerinin hiçbir ayrım yapmadan bütün vatandaşlara aynı mesafede durmaları gerekir.
Bu bağlamda özellikle Doğubayazıt Belediye Başkanı Dr. Canan Korkmaz çok dikkatli olmak durumundadır. Başkan Canan Hanım başkanlık dönemi boyunca parti rozetini çıkarmalı ve vatandaşa verilen sözleri mutlaka tutmalıdır. Aksi durumda o da vekillerin durumuna düşer.
Öte yandan, gerek başkan Korkmaz ve gerekse meclis üyeleri etrafında pervane gibi dönecek zübüklere de hiç bir şekilde itibar edilmemeli, asıl geride duran samimi vatandaşlar ve partililere değer verilmelidir.
Seçimlerden önce bendeniz de düşüncelerimi ve tercihimi birkaç kere köşemde ifade etmiştim. Ancak artık o durumlar geride kaldı. Halk kararını verdi ve şimdi halkın kararına saygı göstermenin zamanıdır.
Başta adaylar olmak üzere demokrasi ve çoğulculuğa inanan insanlar seçim sonuçlarını kabullenmek durumundadır. Yoksa ?sadece benim dediğim olsun? gibi bir anlayış ortaya çıkar ki bu anlayışa katılmak mümkün değildir.
Binaenaleyh lafla değil özde demokrasiye itibar edilmesi gerekir.
