Corona virüs dünyada değişim için bir milat olacaktır. Korona virüs öncesi ve sonrası olarak dünya da birçok değişim olacaktır. Bu değişimleri ön görmek için kain olmaya gerek olmadığı gibi bu değişimlere karşı önlem ve çözüm hazırlığı bulunmayan ülkelerin, eminim ki zararı çok büyük olacaktır.
Türkiye korona virüs salgınına karşı sağlık alanında büyük gayretler göstermekte ve bunun taktir edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Korona virüs salgınına karşı sağlık önlemlerinin yanında, düşünülmesi ve önlem alınması gereken o kadar çok değişim bizleri bekliyor ki saymakla bitmez. Bu değişimler arasında dünya ticaret yapısının değişmesi konusunda ki fikirlerimi yazmak istedim.
Korona virüs salgınından sonra ülkelerin dünya ticaretine bakışları önce kendine yetmeyi sonra ticaret yapma fikri ışığında değişeceğini düşünüyorum.
Korona virüs, ülkelerin dış dünya ile bağlantısının sıfırlandığı yeni hal oluşturdu.
Buradaki en temel soru, ya bu izolasyon bir iki yıl sürerse ne olacak ?
Bu soru etrafında şekillenecek yeni dünya düzeni içinde yerini alacak ülkeler buna göre önlemlerini alacaktır ama yeterli olur mu? bunu yaşarsak göreceğiz.
Ülkeler korona virüs salgınından dolayı bozulan ekonomik düzenlerini, düzelmek için özellikle de gelişmekte olan ülkeler arasında yer alan ülkemiz Türkiye gibi ülkelerin geneli finansman desteği için imf den yardım istediler. Türkiye, imf haricindeki tüm finansman önerilerini düşündüğünü biliyorum. IMF konusuna detaya girmeden İmf ile anlaşan bazı ülkelerin anlaşma koşulları, anlatmak istediğim konu bakımından önem arz etmektedir.
İmf ile anlaşan Ukrayna, anlaşma koşulları arasında yer alan, tarım arazilerinin satışına onayı vermesi kaydı ile anlaşmıştı.
Burada görmemiz gereken kendi kendimize yetemez isek, bizim tarım arazilerimizin anlaşma maddelerinde yer alma ihtimalinin doğacak olmasıdır.
Yeni dünya düzeninde önceliğimiz kısa ve net olarak kendi kendimize yetecek bir düzen oluşturmaktır
- Tarımda özellikle dışa bağımlığı sonlandırmalıyız
- Sağlıkta, özellikle ilaç sanayinde dışa bağımlığı en düşük seviyeye çekmeliyiz.
- Tedarik zincirlerini güçlendirerek, sistemli bir yapı kurmalıyız.
- Kendi teknolojik atılımımızı gerçekleştirmeliyiz
- Beton kalkınmasından tarım, üretim ve sanayi kalkınmasına geçmeliyiz.
- Devletin tüm kurumlarının yer aldığı ve millet ortaklığı ile kırsaldan kalkınmayı sağlamalıyız
- Ağrı, Doğubayazıt , Van, Hakkâri , Muş, Ardahan gibi illerimizi ve ilçeleri hayvancılığın merkezi yapacak adımlar atmalıyız. Bu Adımlar her bölge, il ve ilçenin potansiyelini en üst seviyede yararlanılacak bir sistemle hızlı bir şekilde planlanmalıdır.
- Dünya pazarında organik ürünlerin talep artışı olacağını düşündüğüm için Türkiye’nin herhangi bir köyünde bakla yetiştiren Fatma teyzenin ürününü dünya pazarına sunacak tedarik zincirleri kurmalıyız
- Türkiye'nin her bölgesine, İl'ine ve ilçesinin, potansiyelini değerlendirecek ‘’organik ürün yetirici köyler’’ inşa etmeliyiz. Hem işsizliğe hem de arz talep dengesinin sistemli olarak işletilmesine çözüm olacaktır diye düşünüyorum
Tabi ki bir düzen için ortak akıl işletilmelidir. Devlet aklı dediğimiz kavram, vatandaşın öngöremeyeceği yada sorunla karşı karşıya kalmayıncaya kadar göremediği sorunları, önceden tespit edip gerekli önlemleri ve çözümleri sunmasını için vardır. Bu düşüncelerle sözlerimi sonlandırmadan net olarak, korona virüs dünyadaki tüm ülkelere bir çok değişim getireceğinin aşikar olduğunu bu değişimlere karşı ülkemizde yapılması gerekenlerin şimdiden düşünülmesine ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Umarım ülkemiz daha güçlü, millet de daha huzurlu olur.
Sağlıklı günler dilerim.
