Türkiye?de başlatılan Kürt açılımı zımnen de olsa, devlet politikası haline gelmiştir. Onun için bu politikanın öncelikle yerel kurum ve kuruluşlarda da başlatılması gerekir. Zira AK Parti Hükümeti geri dönüşü olmayan bir planla sorunu çözmeyi göze almış bulunuyor.
Sızan bilgilere göre bu BARIş döneminde kısa vadede Kürtçe yayınlara serbestlikler genişleyecek, Türkçeleştirilmiş köylere Kürtçe isimlerinin geri verilmesi sağlanacak, üniversitelerde Kürt dili ve edebiyatı bölümleri kurulacak, slogan atan, polisi taşlayan ve bu nedenle ağır cezalar alarak hapislerde olan çocuklar affedilecek ve milliyetçi çağrışımlara neden olan sloganlar dağlardan silinecek vb.
Bir de mevcut sıkıntıların esas nedenlerinden biri de yerel yöneticilerin uygulamalarıdır. Bu nedenle merkezden başlatılan açılım çalışmaları, sonuçta gene yerel yöneticiler tarafından halka yansıtılacağına göre, yerel yöneticilerin şimdiden kendi bölgelerinde cesaretle bu açılımlara öncülük etmeleri, projenin başarısı için önem taşımaktadır. Tıpkı Hakkari valisi Sayın Muammer Türker?in benzer bir politikayı birkaç aydan beri uyguladığı gibi.
Nitekim Ağrı eski valisi ve halen Bolu valisi olan Sayın Halil ıbrahim Akpınar da tam dört yıl önce Doğubayazıt?ta Ehmede Hani?nin adını bir ilköğretim okuluna vermek suretiyle, adeta bu günleri tahmin etmişti. Halil ıbrahim Akpınar?ın bu kararı, ileriyi görmeyen bazı kamu görevlileri tarafından kapalı kapılar ardında eleştiriliyordu. Oysa ki vali Akpınar?ın dört yıl önce verdiği karar, bu gün devlet katında tartışılıyor. Demek ki vali Akpınar yıllar önce bu günleri görüyordu.
Bu itibarla halen yoğun ve yaygın bir şekilde tartışılan demokratik açılım, Milli Güvenlik Kurulunun bilgisi dahilinde olduğu için, bütün devlet organları bu açılıma bir şekilde katkı sağlamaları gerekir.
Örneğin Ağrı valisi Sayın Mehmet Çetin, AK Partili Ağrı Belediye Başkanı Hasan Aslan?ı ziyaret ettiği gibi DTP?li belediye başkanlarına da pek ala bir nezaket ziyaretinde bulunabilir. Keza vali Çetin ilçe kaymakamlarına da bu konuda talimat verebilir.
Aynı şekilde Ağrı?daki bakanlık temsilcileri de DTP?li belediyeler ile diyalog kurmaya başlayabilirler. Aksi bir durum tam bir paradoks olur. ıldeki bütün müdürlükler bağlı oldukları bakan ya da genel müdürlüğün politikaları çerçevesinde tavır almaları gerekir.
Çünkü DTP?li başkanlar ve meclis üyeleri, demokratik ve hür seçimler sonucu görev almış kişilerdir. Nitekim Ağrı ıl Özel ıdare Bütçesini kabul eden ve harcamalarına izin veren Ağrı ıl Genel Meclisinin yarısı, DTP?li üyelerden oluşuyor.
Tabi bu yumuşama döneminde DTP?lilere de önemli sorumluluklar düşüyor. DTP?li belediyeler kurumsal olarak, sorumluluk içinde ve mevcut mevzuat çerçevesinde faaliyette bulunmak durumundadırlar.
Başka bir ifade ile DTP?li belediyeler de diğer belediyeler gibi, yürürlükte olan mevzuata göre hareket etmek, kaymakamlık, valilik ve bakanlık vesayetine harfiyen uymaları, diyalog ve ziyaretleri sıklaştırmaları gerekir.
Unutulmaması gerekir ki, tabandan başlatılan sıcaklık kısa sürede vücudu etkiler. O nedenle ayaklar sıcak tutulmalıdır.
