Bu güne kadar Ağrı?nın kalkınması için tek muhatap olarak Ağrı milletvekillerini gördük, onlardan hesap sorduk ve onlardan yatırım ve hizmet yapmalarını bekledik.
Hatta Ağrı?nın sorun ve sıkıntıları ile yeterince alakadar olmadıkları, meselelerimizi cesurca hükümete aktarmadıkları, Ağrı?nın ihtiyacı olan yatırımları getirmedikleri, seçildikten sonra Ağrı?ya gelmeyerek halkı yalnız bıraktıkları, bazı vekillerin daha çok yakınlarının ve müteahhitlerin iş ve istihkaklarını takip ettikleri, Ağrı?yı temsil noktasında yetersiz kaldıklarını düşünerek her fırsatta onları eleştirdik hatta başbakanın huzurunda birkaç kere vekillerimiz halk tarafından yuhaladı bile.
Bana kalırsa bu teşhisimiz yanlıştı. Çünkü AKP döneminin milletvekillerini, geçmiş dönemlerdeki milletvekilleri ile mukayese etmemek gerekir. Bakan olmayan ya da AKP yetkili kurullarında görevi bulunmayan milletvekillerinin fazla bir inisiyatifi yoktur. Denilebilir ki ?Fatma hanım AKP nin MKYK kurulunda görevlidir, peki o neden etkili olmuyor? diye. Fatma hanımın kendine özgü davranışları var, o konuyu bir başka yazıya bırakalım.
O sebeple geçen dönemki mantıkla hareket edersek bu dönemde de Ağrı?ya bir şey kazandıramayız. Amaç Ağrı?nın kalkınması olduğuna göre, Ağrı?ya özgü yöntemler kullanılarak ilin kalkınmasına katkıda bulunmak pek ala mümkündür ve geçmişte de benzeri uygulamalar başarı ile yapılmıştır.
şimdi açıklayacağım yatırım ve hizmet yönteminde milletvekilleri yine devrede olacak, burada merkezi bütçeden her hangi bir ödenek talep edilmeyecek, Milletvekilleri toplu halde gidip başbakandan Ağrı?ya üretken, başarılı ve demokrat yöneticilerin atanmasını isteyecek hepsi o kadar.
Nitekim bu güne kadar Ağrı bölgesinde yapılan kaliteli, dengeli ve kalıcı hizmetlere baktığımızda hepsinin altında,ifade etmeye çalıştığım yöneticilerin imzası bulunuyor. Böyle bir mülki idare kadrosu ile Ağrı?nın birçok sorun ve sıkıntısını aşmak mümkündür.
Ağrı?ya yapılan atamalara bakıldığında, ilimiz çoğu zaman bir takım kişilerin kadro alması için basamak olarak kullanılmıştır. Sayıca çok azda olsa tesadüfen atanan bazı yöneticiler ise gerçekten hatırı sayılır izler bırakarak Ağrı?dan ayrılmışlardır. Biz de onları her vesile ile şükranla hatırlamaya devam ediyoruz.
Ağrı eski valileri Kutlu Aktaş ve Lütfü Yeğenoğlu tesadüflerin sonucu Ağrı?ya atanan mülki amirlerdir. Kutlu Aktaş 12 Eylül darbe sonrasında Ağrı?ya vali ve belediye başkanı sıfatıyla atanmış, olağanüstü dönemin kendisine tanıdığı yetkileri Ağrı için kullanarak döneminde hatırı sayılır yatırımlar yapmış, daha da önemlisi demokrat ve insan haklarına saygılı olduğu için de mümkün olduğunca halkı darbe baskısından korumaya çalışmıştır.
Yine 1996-2000 yılları arasında Ağrı?da valilik yapan Lütfü Yeğenoğlu da bölgenin ekonomik olanaklarını kullanarak Ağrı?ya iktisadi ve sosyal bir canlılık getirmiştir. Vali Yeğenoğlu merkezi bütçeden ödenek almadan, ciddi bir planlama ile her ilçenin durumuna göre yatırımlar gerçekleştirmiştir. Yeğenoğlu döneminde Ağrı Spor 2.ligde oynarken, Doğubayazıt KarabulakSpor ise 3.ligde oynamıştır. Yeğenoğlu çok zor bir dönemde köy okullarını faaliyete sokarak, köylerdeki lise mezunu gençleri vekil öğretmen olarak görevlendirerek, aylıklarını da oluşturduğu fondan ödemek suretiyle en zor dönemde köy okullarını açık tutmayı başarmıştır.
Adem-i Merkeziyet denen yönetim şekli her iki vali döneminde Ağrı?da canlı olarak uygulanmıştır. Onlar çok sorumlu davrandılar, yetkilerini sonuna kadar halk yararına kullandılar, Ağrı?daki kaynakları en iyi şekilde değerlendirdiler ve yerindelik anlayışına göre de gerekli yatırımları yaptılar.
Öyle ki bu valiler ile birlikte atanan kaymakamlar da çok farklıydı. Gerçekten o tarihlerde Doğubayazıt?ta görev yapan kaymakamlardan Mustafa Pekdemir ve ırfan Kenanoğlu da çok değişik insanlardı. Kaymakam ırfan Kenanoğlu?nun tayını çıktığında, Doğubayazıtlı iş çevrelerinin gösterdiği tepki halen hatırlardadır.
