Biraz ekonomiye takılalım. Nasıl olsa ekonomi hakkında ne yazsak kimse rahatsız olmaz. Diğer yorumlarımız, özellikle belediye seçimleri hakkında yazdığım yazılar, her nedense birilerini rahatsız ediyor. Onun için bu gün kimseyi rahatsız etmek istemiyorum.
Yazılarımı dikkatlice takip eden okuyucularımız biliyorlar ki yerel seçimler hakkında yaptığım yorumların tamamı karalama olmayıp, daha çok hemşerilerimin yararına yönelik yorum ve önerilerdir. Buna rağmen hiç de hak etmediğim eleştiriler, taraf tuttuğum iddiaları, yazı yazmadaki yetersizliğim ya da Ali Konyar?ı kayırdığım gibi iddiaları beni rahatsız ediyor.
Aslına bakılırsa bunların hiç biri gerçek değil, tamamen birer paronaya. 1986 yılından beri kesintisiz bir şekilde Doğubayazıt?ın sorunlarını yazıyorum. Kesinlikle hiç kimseyi olduğundan değişik göstermek gibi bir gayret içinde değilim ve olmadım. Sağduyulu hemşerilerim bunu çok iyi bilirler.
Elbette okuyucularımızın ya da ilgililerin yazdıklarımıza karşı diyecekleri olacaktır. Bazı okuyucularımızın beni eleştirmeleri kadar doğal bir şey de olamaz. Fakat beni doğrudan DTP karşıtı göstermeler, gerçekleri yazmadığım ya da belediye tarafından yapılan iyi hizmetleri görmezden geldiğim şeklindeki eleştirileri hak etmediğimi yorumlarımı takip eden okuyucularımız çok iyi bilirler.
Neyse konumuza gelelim. Dünyayı kasıp kavuran KRıZ, Başbakan Erdoğan?a rağmen Türkiye?yi de ziyaret etmeye karar vermiş. Başbakan?ın ?Türkiye?yi teğet geçecek? dediği sırada bile meğer global KRıZ Türkiye?de imiş.
Oysaki daha başından beri ABD ve birçok dünya lideri Global Krizin Türkiye?yi etkili bir şekilde vuracağını söylüyordu. Her nedense hükümet bütün bu uyarılara kulak tıkadı, hatta bir süre önce zam yaptığı bazı ürünlerde fiyat indirimine bile gitti.
Başbakan Erdoğan?ın teğet geçecek dediği kriz, ancak bir şartla teğet geçmiş olabilirdi. Global Krizin vuracağı bir hedef yoksa doğal olarak o zaman teğet geçebilirdi.
Ama her yer Ağrı değil ki, Global Kriz Türkiye?yi teğet geçsin. Kriz Ağrı?ya teğet geçebilir, çünkü Ağrı?da vurulacak bir ekonomik hedef yok da ondan. Fakat aynı şeyi ıstanbul, Bursa, Kocaeli, Ankara ve diğer sanayileşmiş şehirlerimiz için söylemek yanlıştır.
Nitekim Türkiye?nin sanayileşmiş şehirlerinde işçiler işten çıkarılmakta ?kriz? nedeniyle üretimlere 15 günden az olmamak üzere ara verilmektedir.
Peki kriz Agriya geldi mi? Ağrı?daki ekonomik harekete ve normal alış verişlere bakıldığında krizin Ağri?ya uğradığını söylemek yanlış olur. Dikkat edilirse çoğumuzda değişen fazla bir şey yok. Demek kriz bizi etkilememiş.
Buna şaşılabilir ama, gerçekten de kriz Ağrı?ya gelmemiş ve sanayileşmiş şehirlerin çektikleri sıkıntı ilimizde yaşanmamıştır. Çünkü Global Kriz özellikle sanayiyi etkiliyor. O da bizde olmadığına göre kriz bizim neyimize. Bu nedenle yaşantımız eskisi gibi devam ediyor ve yaşananları fark etmemiş oluyoruz. şimdi buna sevinelim mi, üzülelim mi?
Ağrı?daki işletmelerin hepsini yan yana koyarsak, yasal olarak çalışanların sayısı belki1000?i bulmaz. Bu durum batıdaki bir şehrin tek bir fabrikasında çalışan personele eşdeğerdir. ışte bu yüzdendir ki, dediklerimiz doğru çıkıyor ve sanayimiz olmadığından kriz bizi etkilemiyor.
Çevremizdeki birçok işletmenin sahibiyle konuşuyoruz. Alışılmış cümlelerin dışında genelde insanlarımızın hayatlarından memnun olduklarını görüyoruz. Bu arkadaşlarımızın ifadesine göre, eskiden nasıldıysa ticaret şimdi de öyleymiş. Yani ne zengin olacak kadar hareket var, ne de ?eyvah batıyoruz, mahfoluyoruz? paniğine kapılacak kadar.
Birde aksini düşünün. Ağrıda da fabrikalarımız ürettiklerini satamayıp malları ellerinde kalsaydı ne olacaktı? ılk fırsatta çalışanlar işten çıkarılmaya başlanacak çoğu da kaderleriyle baş başa bırakılacaktı.
ışte o zaman hep birlikte yanacaktık.
Sanayimiz olmadığından Global Kriz tehlikesi kapımızı çalmadı. Gelişmemişliğin verdiği mutluluk bu olsa gerek(!)?
