Yıl 1977 Doğubayazıt Lisemizde göreve başladım.

Mezun olduğum okula öğretmen olarak atanmak benim için büyük heyecandı. Okula vardığımda camlar kırık virane bir okul, badana boya yapılmamış, dersliklerin duvarlarına ve sıralara öğrenciler aşklarını, siyasal tepkilerini kazımış?

Beni hayrete düşüren ise tavandaki çamurlu ayak izleriydi. Mahalleden komşumuz Tekin Kızılay´ı yakaladım. Bana tavandaki ayak izlerinin sırrını söylemesini söyledim.

            -Hocam çok kolay, sizde çamura basın gelin, sizi de ters tutalım, tavanda yürüyün ayak iziniz kalır dedi.

            Kendisine bir şey demedim ama ?içimden bunlar eğer tavanda yürüye biliyorsa ..bu kumaştan çok değerli biçitler çıkar dedim kendi kendime..

            Göreve başladığımın 20.gününde kaymakam zoruyla müdür yardımcılığı görevine atandım. Sorumluluğum aşırı artmış, daha da şevkle işe koyuldum.

            Aşırı disipline dayalı, tavizsiz tavırlarla mevcut sıkıntıları, gücüm yettiğince giderme yoluna gitmeye çalıştım.Önceliğim kılık kıyafetti.Çoğunluk uzun saçlı olduğundan, bu noktadan başlayayım diye kınalı kuzu ve yeğenim Zeki TİMUR´u yakaladım.

            -Haftanın son günüydü. Zeki; seni Pazartesi traş olmuş şekilde okulda örnek öğrenci olarak göstereceğim. Ona göre gel dedim.

            -Tamam hocam dedi.

            Ama Kınalı kuzu Pazartesi günü okula gelmedi. buna rağmen kısa zamanda öğrenciler hizaya girdi.

            Nöbetçi olduğum bir gün ders zili çaldı, öğretmenler derse girecek, son sınıfların bulunduğu koridor ana baba günü? Mehmet SELKİ, Metin ÖZTÜRK, Ahmet ŞAHİN ve niceleri birbirine vuran vurana, aralarına daldım.Elimde tanımadığım bir öğrenci kaldı. Sürüklüye sürükleye Müdür odasına götürdüm. Gücümün yetiğince bütün enerjimi üstünde boşaltım. Odada kimse yoktu. Öğrenci kapıdan çıkarken parmağını salayarak bana

            -Tarih seni afetmeyecek..dedi. Hırsımı aldığımdan peşinden gitmedim.

            Müdür odasını boş sanıyordum. Masanın altından Müdür Rıza Kat çıkmaz mı? Bir anda aptallaştım.

            -Yaşar ne yaptın bu çocuk 7 liseden sürgün gelmiş, Müstecep BALANDI, belalı biridir. dedi.

Okullar yaz tatilinde Iğdır´da bir vesileyle bulunuyorum.Iğdır Bayazıt Caddesinde yürürken, Müstecep BALANDI´yla burun buruna geldik.İçimden aha da sonun geldi dedim.Yanında dört-beş kişi vardı.Beni tanıdı ve elime sarılıp öpmeye çalıştı.

-Hoca sizden yediğim dayaktan sonra oturup ders çalıştım.Sınav sonucunda ODTÜ mühendisliği kazandım deyince kefeni yırtım.

?????????Hep olumsuzluklardan bahsettim.İstanbul´da Burhan KAYA ile bir düğünde karşılaştık bana hocam o parmaklarını getir gözlerime sok, nasıl seni dinlemedik ve okumadık demesi beni  bayağı hüzünlendirdi.

Doğubayazıt Lisesi´nde görevim süresince çok canları incittim.Tümünden özür diliyorum haklarını helal etsinler.

Benim Doğubayazıt Lisesi´nden altın madalyalarım: Ahmet ŞAH KOLAN´lar, Fahri BAKIRCI´lar, Maksut KONYAR´lar, Zeki SEMETAY´lar, Adelet KONYAR´lar, Nihal BAYCAN´lar, Gül OKÇU´lar ve isimini buraya sığdıramadığım yüzlercenize selamlar olsun.

2017 yılına; girerken memlekete can verenlere canım kurban olsun?

Yice yıllara