Geçen yazımda bu dernek ve odalar hakkında tek, tek analiz yapacağımı belirtmiştim bazı çevrelerden gelen rica ve temenniler doğrultusunda tek tek ele almayacağım.(ama çok ısrar ederlerse onları kırmayacağımı ve yazacağımı belirtmek isterim)
Yazmamada gerek yok sanırım hemen, hemen bu dernek ve odaların faaliyetleri hakkında bilginiz vardır, kimin ne üçkâğıtçılık yaptığı, kimin asıl üyesini unutup sırf belirli Bürokratlarla birlikte olup çaka sattığını ve ne rantlar sağladığını iyi biliyoruz, ama bazı odalar var ki asli görevini yitirmiş bir nevi etrafına demirden perde örmüş üyesinden bi haber ortalıkta Başkan, Başkan dolaşmakta,
Sivil toplum kuruluşları sadece düşüncelerini ifade eden değil, aynı zamanda proje üreten, sorunlara çözüm arayan, bilimsel araştırmalar yapan, hizmet eden ve barışçıl bir yapıya sahiptir.
STK’lar ve Odalar hitap ettiği üye kitlesinin sesi, kulağı ve gözü konumundadır. Devlet ve vatandaş arasında önemli iletişim ortamı sağlayan bir köprüdür. Devletin ve vatandaşların tüm hak ve hukukunun savunucusudur.
Ağrı’da birçok STK ve Dernek bir görev için değil, bir araç ve arpalık olarak kurulmuştur. Derneklerin ve Odaların bir kısmı, ömrü hayatında bir baltaya sap olamamış, toplumda rüştünü ispatlayamamış, düşük işlevli insanların elinde bir arpalık olarak iş görmektedir.
Bu gibi Odlar ve dernekler asli işlevini yitirmiş, Ağrı’lıların sırtında bir kambura ve kangrene dönüşmüş durumdadır. Yani neresinden bakarsanız bakın, İlimizde elimizi attığımız dernek ve odalar bir yerinde elimizde kalmaktadır.
Her attığı adımda birilerine hesap veren ve şamar oğlanına dönen üyeler kendilerine proje üreten bir sahip yani Başkan bulamamaktadır.
Biraz kıssa oldu ama öz oldu sanırım, burada unutulmaması gereken şey her şeyi siyasilerden beklememek lazım, siyasileride bunların dürtmesi lazım ama işte asıl mesele ama.
Hangi dernek ve oda kendine pay çıkaracak bilemiyorum ama bu kadar rahat olmasınlar çünkü üyelerin gözü onların üstünde.