Ertuğrul Eryılmaz ile; ağabey, kardeşlik ötesinde eskiye dayanan iyi bir akraba, dost, hemşeriye dayanıklı bir ilişkimiz vardır ki, hala da öyledir.

      Ertuğrul abi saygı duyduğum bir insandır. İster büyük, ister küçük olsun her kesime saygılıdır ve saygıdan da kusur etmez.

      Ben bir ara yani 1982 yılında, Allah uzun ömürler versin, Doğubayazıt Belediyesi eski başkanı Osman Baydar´ın gazetesinde çalışırken Ertuğrul abide gazetenin yazı işleri müdürlüğünü yapıyordu, bazen gazeteye gelir, Osman abi ile sohbet eder, gazeteyi de incelerdi, ama bir güne, bir gün bize tek kelime etmedi, hep elinize sağlık derdi.

           O dönemlerde arada bir sohbetlerimizde, Ertuğrul abiye sormuştum, ?Abi siyasete girmeyi düşünmüyormusun?" diye, o da gülerek cevap verdi, Fırat baba biz hep siyasetin içindeyiz. Doğru hep siyasetin içinde oldular, çünkü biri aday olacağı zaman, ya rahmetli Rıza amcaya, ya da Ertuğrul abiye danışırdı.

      Ertuğrul abi hep geride dururdu, ama herkesi de yönlendiriyordu, bu sefer gelen tekliflerden kaçınmadı ve çok sevdiği Doğubayazıt için hizmet vermeye karar verdi.

        Bazı toplantılarına davet edildim, her konuşmasında Doğubayazıt için yapacakları projelerini ana başlıkları ile iletiyordu, Ehmede Xanı Üniversitesine en az beş yüz öğrenci getireceğini, Sınır ticaretinin hız kazanacağı, yani Doğubayazıt´ı bol, bereketli günlerine geri döndüreceğini beyan ediyordu.

      Artık Doğubayazıt´lı başka yere gidip ekmek parasını kazanmayıp, kendi memleketi olan Doğubayazıt´ta çalışıp kazanacak, evine aş-ekmek götürecek, diyerek, bir Doğubayazıt´lıya yakışan uslupla konuşuyordu, rakiplerini hiçbir zaman eleştirmedi, yerden yere vurmadı, aksi takdirde överek onlardan da söz etti.

Dedim ya! Çok toplantılarına katıldım, ama fazla yazmadım, bir gazeteci olarak, eski mesai arkadaşım olarak, akrabam, abim olarak birkaç satır ile kendisinden söz etmek istedim, bu bir siyaset meydanıdır, başta Ertuğrul Eryılmaz olmak üzere herkesin yolu bahtı açık olsun...