Yüreğimde her zaman bir kılam gibi hüzünlü
Ciyayi ararat gibi nazlı bir gelindin
Mem gibi
Zin gibi,
Aşk gibi, Yüreğimin Bazidinde hep söylenip durdun.
Çocuktuk hüzünlerimizi yaşadığımızda korkup dağlarına sığınmıştık.
Güneşin doğmasıyla üstümüze gelen
Doğubayazıt ovasının güneşle dansı ve sevişmesi sendin.
Nisan yağmurlarıyla ıslanan kerpiç evlerimizin
Damlarından bize gülümseyen gökkuşağı
Sabahın ilk ışıklarıyla tandırı yakan Bibi Feride
Ekmeği pişirip bize sunan yürek
Sendin?
Şahin yuvasından bize gülümseyen ishak paşa
Bir daha kan olmasın diye dua ettiğimiz kan kalesi
Köşede kalmasın diye bağırdığımızda
Sesimizi Ağrı dağına yansıtan Meteor çukuru
Balık ve tatil dediğimizde koşarak gittiğimiz Balık gölü
Çocukluğumuzun havuzu Sarı su
Tarihi bize unutturmayan Urartu kalıntıları
Yüreğine sığındığımız Ahmedi Xani
Heybetiyle çoşkumuza çoşku katan Ağrı Dağı
Gılgamış destanından bu yana Tanrıların gazabından bizi koruyan Nuh un Gemisi
Çocukken dondurma niyetine buz yediğimiz Buz mağaraları
Depremler hiç olmasın diye dua ettiğimiz Yakup Manastırı
Siyabentin Xecesini ölüme götüren aşk
Kerem ile Aslının sevda yaşadığı Keşişin bahçesi ve binlercesi
Bizi geçmişten günümüze taşıyan değerler
Dengbejlerin Kılamlarıyla dilden dile gelen tarih
Sendin Doğubayazıt sen?
SAİT DEMİR ile birlikte.