DEPREM DERSLERİ (21)

DEPREM DERSLERİ (21)

MUSTAFA KIRAÇ

ALTINCI ÇEMBER

Altıncı çember, insanın önemseyiş sıralamasının6 en önemli ve en büyük çemberidir. 

Kendini önemsemek,

Aileyi önemsemek, 

Şehiri önemsemek, 

Ülkeyi önemsemek

Kıta'yı önemsemek

Dünyayı önemsemek.

Bu çemberler, küçükten büyüğe iç içe çizilip bakıldığında, en kalabalık çemberin en küçük çember olduğuna dair herkes hemfikir olur. En boş çember ise, en büyük ve en önemli çember olan altıncı çember kalır. Nedeni, diğerlerinde takılı kalmak ve eğitim öğretim başta olmak üzere çeşitli mecralarda gereken önemi vermemektir. 

ÇEMBERLER NASIL OLUŞTULAR?

Çemberler, yaşamın çeşitli depremlerinden çıkarılan derslerle oluşmuşlardır.

İlk çember olan kişisellik, anneden bağımsız kendine yetebilmeye varır varmaz, şahsi kararlara bağlı bir yaşam devreye girerdi. Kişisel ihtiyaçların kuralsızca karşılanımı bir kanun gibiydi. Kişi tek başına bir devlet idi. Bu durum, kardeşler arası çekişme çatışma ve öldürmelerin olduğu kişiler arası savaşlı bir yaşam biçimine yol vermişti. 

Taaki insan, kışı olmayan meyvedar bölgesini aşıp karlı kışlı bölgelere yayılarak avlanmaya muhtaç olup babanın aileye dahil olmasına kadar. Zorlu koşullar depremi, kişiselliği birleşim derslerine tabi tutuyordu. Bu koşullar birleştirici unsur görevi görmekteydi.

Annenin bir başına yavru büyütmesi artık neredeyse imkansızdı. Erkeğinde barınağa ihtiyacı olmuştu. Bu şekilde günümüzdeki tabiri ile aile, ilk çoklu devlet yapısı olarak ortaya çıkmıştı. Tecrübe ve güçten dolayı baba kutuplu ilk devlet yapısıydı. Kardeşler arası kavga kargaşa, yerini birlikte zor koşullarla baş etme mücadelesine bırakmıştı.

Aile'den dolayı kişinin, kendisini dikkate alıp dinleyeni ve aynı zamanda yardımcısıda olunca enerjisi, ihtiyaçların güdümüyle karşı tarafın yanlışından doğruyu görmeyle bilim çekirdeği olup aile toprağı altında hareketlenmeye başlamıştı. Taş, toprak, ağaç, deri ve kemik gibi tabiattaki varlıklar, kullanılan eşyalara dönüşmeye başlanmışlardı. 

Oluşan diyalog ortamı, fikirselliğe yol açmış ve fikirler birbirini doğurmaya başlamıştı. Süreklice bir arada oluş, yıllık bazlı olan cinsel birleşim süresinide giderek kısaltıyordu. Yaşama tutunma koşulları, kadını yavrudan dolayı iç işlerinde erkeği ise dış işlerinde görevlendirmişti.

Yaşama tutunmayı kolaylaştıran aile devleti, aile devletlerini ortaya çıkarmış ve kişi devleti arasındaki savaşlar aile devletleri arasına taşınmıştı.

Zamanla ortaya çıkıp kendini dayatan yeni ihtiyaçlar, daha çok yardımlaşmayı gerektirdiğinden, aile devletleri yavaş yavaş yan yana konaklamaya başlamışlardı. 

Bu devletler topluluğu içinde güçlü olanların sözü geçerli olunca, ilk şehir devleti ortaya çıkmış oldu.

Bu şehir devleti oluşumları, mağara ve orman gibi yaşama elverişli yerlerde çoğalmaya başlayınca, 

Aile devletleri arasındaki savaş, şehir devletleri arasına taşınmış oldu.

Zamanla şehir devletleride birleşince, ülke devletleri ortaya çıktı. Varılmış olan mevcut durum kısmen buraya kadardır. Mevcut durumda bir kısım ülkeler birleşmeler ile kıta devletleri ortaya çıkarmışlardır. 

Şu anda bir kısım ülke devletleri, dünya devletini ortaya çıkarmak üzere falanca filanca birleşmişler ve birleşikler şeklinde, dünya devleti için deneysel pilot bölgeler.şeklinde kıta devletleri oluşturmuşlardır. Bilerek olmasada bilmeyerekten durum gerçekliğinin yolu böyledir.

Kişiden dünyaya büyüyen devlet, beraberinde gelişen farkındalıkla büyüme sürecini savaşsız olarak daha sağlıklı şekilde devam ettirme kabiliyetinede varmıştır.

Büyüyen devlet, bu farkındalık kabiliyeti ile altıncı çember olan dünya devletine kıtalararası savaş olmadan geçebilecek.

Yinede birinci ve ikinci dünya savaşları beşinci çemberin kıtalar arası savaşını fazlasıyla teşkil edebilmektedir. Bu her iki depremde de altıncı çembere geçiş için yeteri kadar dersler vardır.

Bu tür savaşlı geçiş biçimleri, "anlamayana davul zurna" metoduyla olan geçiş biçimleridirler. 

Gelişen ulaşım ve iletişim köprüsü sayesinde, beşinci çemberde üçüncü bir bedel ödemeksizin altıncı çember olan dünya devletine geçiş olacaktır.

Eğerki teknoloji bu kadar gelişmiş olmasaydı, bütün kıta'lar ayrı ayrı birer devlet olup, süre gelen geleneksel yöntemle kıtalararası savaşlar sonucunda dünya devletine geçilirdi. 

Teknolojinin anında yanında özelliği buna gerek bırakmamıştır. Bir uctaki yanlışı diğer uctaki anında alıp tepki gösterebiliyor.

Bu durum altıncı çember (dünyayı önemseme) olan dünya devletinin filizlenenmiş halidir.

Artık her bir çember kendi menfaatini gözetmek için tüm çembelerin de menfaatini gözetmek zorunda olduklarının farkındalar.

Sadece kendini gözetecek olan çember, kendisi için zararlı yan etkiye sebep olur.

YEDİNCİ ÇEMBER OLACAK MI? 

Eğerki bir zaman olurda ay ve mars başta olmak üzere diğer gezegenler de birer yaşam devleti haline gelseler, onlarla olacak olan birleşim, yedinci çember olarak güneş sistemi devletini ortaya çıkarmış olur.

Evrenin yapısı, çemberlerin sayısını uzatmaya müsaittir. Genişleyen evreni takip edercesine büyüyen bir ruh misali olur. 

ALTINCI ÇEMBERDE BULUŞMAK

Altıncı çemberde buluşma olduğunda, kişi devletinden dünya devletine varılmış olunur. 

Dünya vücudunda birleşen kişiler vücudu nasıl bir şekile büründürürler?

Vücudumuzu şekillendiren atomlar gibi insan da dünyanın sosyal vücudunu şekillendirecektir.

Buna göre tarım ülkeleri, teknoloji ülkeleri, iş gücü ülkeleri, sağlık ülkeleri eğitim ülkeleri gibi her özellik, farklı bir değer olarak bütünselliğin önemli birer parçaları olabilirler. Her bir özelliğin diğer tüm özellikleride olacak fakat, dünyaya yönelik genel verim açısından her özelliğin ayrıyeten öncü bir özelliği olur. Mesela, sağlıkta en gelişmiş olan, dünyaya en çok doktor temin eden olur. Diğer özelikler de aynı şekilde. 

MEVCUT DURUMDAKİ ÖZELLİKLERİN HİZMETİ NE YÖNDE? 

Mevcut durumdaki her özellik, sadece kendi menfaatine dönük olduğu için, bağlı olduğu diğerlerine yönelik zararlı olabilmektedir. Buda dolaylı yoldan kendisine de ulaşacak olan zarar demektir.

Teknolojiyi yıkım aracı yapan, yarın onunla kendiside yıkılabilir. 

Başkasına yönelik avantaj olarak görülen bir özellik, silah olarak görülen özellik demektir. Bu yanlış. Doğrusu, her farklı özelliğin farklı işlere tekabül etmesinden dolayı dünyanın farklı işleri için bir avantaj olmasıdır.

HER BİR AYRI ÖZELLİĞİN DÜNYAYA DÖNÜK AYRI BİR SORUMLULUĞU VARDIR.

Zekası pek olanın gözetim sorumluluğu vardır. Daha az düzeyli olanın ise, yapabildiği işi yapması lazım. Her seviye eşit derecede dünya vücudu için gerekli ve önemlidir.

Cezai yaptırım özelliğe göre değişir.

Örnek olarak; zekası pek ile zekası kıt olan iki kişi bir iş için bir yere gönderilip başarızca döndüklerinde, azarı işitip tokadı yiyecek olan zekası pek olan olur.

Yeryüzünde zekası pek olupta tokat yemiş olanlar bu örnekteki açıyla kendilerini sorgulayabilirler. Şeytanın işi bozgunculuk ise, peygamberin yada çocuğunun işi de bunu önlemektir. Onların işi bir çemberde takılıp kalmak değildir. Varılmış olan her çemberin bir sonraki çemberine geçiş için daima mevcut çemberin sınırında bulunup yeni çemberi gözetmektir.

Aksi halde görevi ihmalden ilahi tokatlar yiyebilir.

İnsanların özelliklere yönelik saygıları olmayınca, bir ayarsızlık için servis elemanının kuyuya atılma yada düşme ile dolaylı yollardan yerine ulaşması gerekecektir.

Kişiye belli bir iş için bir özellik verildiyse, o kişi o özelliği o iş için değilde, kendi menfaatine dönük kullanmaya başlarsa, özelliği verenden tokadı yemesi şaşırtıcı olmaz. O kişi yapması gereken iş için gitmesi gereken yere gitmiyorsa, kuyuya atıla atıla gönderilecektir. Gittiği yerde de yapması gereken işi bırakıp başka iş yaparsa yine görevi ihmalden cezai yaptırım görebilir. Mesela ilim vermesi gerekirken özelliğini sadece para kazanmada kullanırsa, bu görev ihmali olur. 

Özellikli kişinin sadece kendisini gözetmesi, başkasının ona dönük olarak çıldırmasına da sebep olabilir.

Dünyayı sahiplenmesi gereken bir özelliğin bölgesel sahiplenişleri, kendini kafeslemesidir. Değişim rotasının kötüye doğru oluşuna katkı sunması da kendisi için atılması gereken yeni kuyulara sebep olabilir. Tarihten bugüne defalarca kuyu depremini gören kişi yada kişiler çoktan gereken dersleri çıkarmaları gerekirdi. İşini sürekli ihmal eden kişinin yerine patron ya başkasını bulur yada bedel ödeterek yaptırır. 

Hakkını kullanmanında sınırı ve dereceleri vardır.

Sürekli güçlü kalmak zorunda olunacak bir dünya yapısının oluşmasına katkı sunmak, , insana yakışmayan ve garantisi olmayan riskli bir gelecek demektir. Psikolojik bir hapis yaşamından başka bir şey olmaz.

ÇATIŞMALAR HANGİ ANLAŞMALARLA SONLANABİLİR?

Sağlıklı ve iyi bir dünya gereği, dünyaya dair değerlerin en değerlisidir. Buna göre çatışan taraflar, iyi bir dünya için hizmet şartı ile anlaşabilirler.

Her iki taraf birbirlerine yönelik düşmani söylemleri kaldıracaklar.

Dünyanın maddi manevi tamir gerektiren bölgeleri için ortak çalışma ekipleri kurup oralara gönderecekler. 

Birbirlerinin yapısal şekillerine saygı duyup her şekil yapabildiği iş kısmını yapacak.

Bölgesel aidiyet kavramını aşıp tüm dünyanın ortak bölgeleri olduğu gerçeğini eğitimlerle pisikolojilerine yoğuracaklar.

Üzerlerinde olan dünyanın dikkatini fırsat bilip bu dikkati iyi örnek çalışmalarına yönlendirecekler.

Yaptıkları bu hizmet birleşimine katılım için tüm dünyaya dönük kapılar açık olacak.

Çalışmaya katılacak her ülke, özelliğine göre bir görev üstlenip aradaki siyasi sınırlara verilen sıkı tedbir ve önemi gevşetecek.

ŞERLERDEKİ HAYR

Şerleri hayra dönüştürme fırsatı her zaman doğmaz. Utanılası tarih yazmak, hastalıklı dünyanın dahada hasta olmasını sağlar. "Şu işten sonra iyi dünya çalışmasına geçeyim" demek, çalışmanın samimiyetsizliği olur.

Şimdiye kadar belkide niceleri aynı düşüncelerle hareket ettilerse de bitmesini bekledikleri iş hiç bir zaman bitmemiştir. O iş sadece şekil değiştirir. Çözüm olarak görülen yöntemler aslında çözümsüzlük olabilir. Yeryüzünün tüm olasılıklarını hesaba katarak düşünmek en doğrusudur.

İki çift laf anlayanla anlaşıp bir iş yürütmek mümkündür. 

Her hareketin örneksel boyutunu dikkate almak çok önemlidir. Kısa vadeli düşünceler insana dair değildir.

Dünyayı önemseme işi küresel çap'a topyekun yayılıp bünyelere yerleşmeli ki, dünya sağlığı için bazı meslekler ortaya çıkıp gelişebilsin. Mesela dünya doktorluğu diye bir meslek çıkabilir.

Vaziyetler arasında nelerin dünyaya fayda yada zarar olacağını diğer doktorlar gibi önlem ve tedavisine kadar bilip gerekeni yapabilecektir.

Not: başlangıçla ilgili söylemler, gerçeğe en yakın olasılıklar diye ele alınmıştır.

İzi ve aktarımı olan tarihsel kısımlar, dersler çıkarabilmek için yeterlidir.

Dünya işlerinin düzene girme zamanı gelmiştir. Bu konu öncelikli olup diğer konuları ikinci plana geçirmiştir. 

Şu anda ışınlamaya harcamamız gereken enerjiyi, evin temelini sağlamlaştırmaya harcıyoruz. Bu önemlidir.

Işınlamaya dair elimizde ip ucu olarak rüyalar var. Daha önce bebek doğmadan önce mahiyeti bilinmiyordu. Şimdi hemen her boyutu bilinip kontrol edilebilir olmuş.

Acaba rüyalar da bilinip kontrol edilebilir hale geldiğinde, onunla diğer gezegenler dolaşılabilir mi? Bu yöntem, vücudu atomlarına ayırıştırıp birleştirmeden daha kolay olur. Zaten fiziki vücut her yerde tutunmaz.

Daha nice çemberlere varabilmek dileğiyle…

 



Anahtar Kelimeler: DEPREM DERSLERİ ()
  • BIST 100

    9915,62%2,05
  • DOLAR

    32,42% -0,15
  • EURO

    34,65% -0,66
  • GRAM ALTIN

    2439,28% 0,14
  • Ç. ALTIN

    3999,24% 0,19

Egazete


  • Pazar 23.6 ° / 10.3 ° Güneşli
  • Pazartesi 25 ° / 10.5 ° Güneşli
  • Salı 24.3 ° / 9.9 ° Güneşli

Ağrı

28.04.2024

  • İMSAK 03:31
  • GÜNEŞ 05:05
  • ÖĞLE 12:10
  • İKİNDİ 15:58
  • AKŞAM 19:06
  • YATSI 20:34