Sabahın ilk ışıklarıyla uyanan kadınlar, kahvaltı hazırlayıp çocuklarını okula, eşlerini de işe uğurladıktan sonra günlük işlere koyuluyorlar.

Besicilik yapan eşlerine yardım eden kadınlar, hayvanların bakımlarını da üstlenerek, beslenmeleri için ağıllara yem taşıyorlar.

Öğle vakti tandırda ekmek pişiren kadınlar, akşama doğru da yemek yapıp, çamaşır ve bulaşık yıkıyorlar.

- "Şehirdeki hayat ile köydeki hayat birbirine benzemiyor"

Kent merkezine bağlı Boyuncuk köyünde yaşayan 4 çocuk annesi Bilge Toksun, bir yandan çocuklarıyla ilgilenirken bir yandan ev işleriyle uğraşmak zorunda kaldığını anlattı.

Sabahın erken saatinde uyanarak gün boyunca farklı işlerde çalıştıklarını belirten anne Toksun, şunları kaydetti:

"Sabah ilk olarak çocuklara kahvaltı hazırlıyorum ve onları okula gönderiyorum. Ardından eşimi işe gönderiyorum. Daha sonra hayvanlarımızı sağıyoruz. Tandırda ekmek pişiriyoruz. Bunların yanında öğle ve akşam yemeği hazırlıyoruz. Çocuklara bakıyorum. Hayvancılıkla uğraşıyoruz. Köy hayatı zordur ama iyi tarafları da var. Eşim merkezde çalışıyor ben de burada çalışıyorum. Köy kadınları olarak çok çalışıyoruz. Şehirdeki hayat ile köydeki hayat birbirine benzemiyor. Ama yine de mutluyuz, yaşıyoruz. Eşlerimize yardımcı olmak için hayatın bütün yükünü ve tüm zorlukları omuzlarımızda taşıyoruz."

- "Ömrümüz çalışmakla geçiyor"

Yedi çocuk annesi Ayten Toksun da zamanlarının büyük kısmını ağır işlerde çalışarak geçirdiklerini ifade etti.

Kırsalda yaşamanın zorluklarına değinen Toksun, "Köy hayatı zordur ama yine güzeldir. Tek geçim kaynağımız hayvancılık. Ben de eşime yardımcı oluyorum. Sabahtan akşama kadar çalışıyoruz. Ömrümüz çalışmakla geçiyor." diye konuştu:

Şehir hayatı ile köy hayatının çok farklı olduğunu belirten 4 çocuk annesi Sibel Toksun da "Her şeye rağmen köyümü seviyorum. Eşim inşaatta çalışıyor ve besicilik yapıyor. Eşime yardımcı oluyorum. Hayatın yükünü omuzluyoruz." dedi.(aa)