BALIK GÖLÜ

BALIK GÖLÜ

DERLEYEN/ OSMAN EREN

"Bazıları eğlenmek için kışı bekler, bazıları yazı ve bazıları da sonbaharı ve hepimiz çocuktuk ve bizim tatil beldemiz ve çocukluğumuzun en büyük deniziydi balık gölü" 
Balık Gölü, Doğu Anadolu Bölgesi´nde, Aras Dağları üzerinde Türkiye´nin en yüksek göllerinden biridir. Ağrı ili sınırları içerisinde yer alan ve oluşum bakımından lav set gölü olan bu göl, 30 km² alana sahiptir Denizden yüksekliği 2.241 metre, en derin yeri 37 m´dir.
Çevre köyler için içme ve kullanma suyu kaynağıdır. Dağlardan gelen dereler, kıyıdaki pınarlar ve yeraltı sularıyla beslenir. Çevresi sazlıklarla kaplıdır. Türkiye´deki 135 uluslararası önemli sulak alandan biridir. Göl içinde yer alan küçük adada kadife ördekler kuluçkaya yatar. Ayrıca benekli alabalığın gölde yaşaması önemlidir. Çevrede; kartal, tavşan, şahin, keklik, tilki, martı, kurt, yaban ördeği, bıldırcın ve çulluk gibi hayvanlar yaşar Doğubayazıt ilçesine 60 uzaklıktadır
Çevrede sert karasal iklim hakimdir. Kışlar uzun, ilk ve son bahar kısa sürer. Ağrı dağından gelen lavların bir çukurluğun önüne kapanmasıyla oluşmuştur. Gölden çıkan dere Doğubayazıt sazlıklarını sular. Göl çevresinde doğal bitki örtüsünü alpin çayırlar oluşturur. Yüzeyi donan gölde balıkçılık 5 ay boyunca buzlar kırılarak yapılır. Benekli alabalık tedavi amaçlı da tüketilir
BÜYÜK BENEKLİ ALABALIK
Büyük benekli alabalık ya da Dağ alabalığı, DağalısI (Salmo trutta macrostigma, syn. Salmo cettii), Salmonidae familyasından Türkiye´nin en yaygın ve en büyük alabalık türüdür. Adını üzerindeki benek ve şekillerden alır. Türkiye´nin güneyinde, doğusunda, kuzey doğusunda ve diğer bölgelerden kopuk bir şekilde ege bölgesinin kuzeyinde bulunur. İçme suyu kalitesindeki sularda yaşar. Özellikle orman içi sularda yaygındır.
Siyahımsı gri renkli vücudu mekik şeklindedir ve yan tarafları yassıdır. Yüzgeçleri dikensiz ve çok küçüktür. Sırt yüzgeci siyah lekeli ve kuyruk yüzgeci çatallıdır. Yan çizgisinin üzerinde küçük noktaların kümeleşmesinden meydana gelen bir sıra 10 ila 12 adet iri kırmızı benekleri bulunur.
Büyük benekli alabalıklar ortalama 30 cm uzunlukta ve 0,5-1 kilo ağırlıkta, en büyükleri 1 metre ve 25 kilo olurlar.
Üreme zamanları Eylül ayından mart ayına kadar uzanır. Yumurtlaması soğuk (5-7 C°), berrak ve bol oksijenli orman içi akarsularının kaynak kısımlarında sonbaharda olur. 3,5-4,0 mm çapındaki yumurtalardan larvalar 400 gün derece civarında çıkar. Karnivor olup, sulardaki sinek larvaları, kabuklular ve diğer balıkların larva ve yavrularıyla beslenirler.
Avlanması yasaktır. Ancak son yıllardaki aşırı ve bilinçsiz avlanma, suların kirlenmesi, barajlar, sulardaki rejim değişikliği, seller, heyelanlar ve erozyondan dolayı nesilleri hızla azalmaktadır.
ALABALIĞIN ÖZELİĞİ YAŞAM ŞEKLİ
Gökkuşağı alabalıkları yavruyken sürü olarak yaşarlar. Ancak 3 kilo ağırlığa vardıklarından sonra tek başlarına, kendilerine ait olarak benimsedikleri bir alan içersinde avlanmaya başlarlar. Ömürlerinin uzunluğu yaşadıkları suyun kalitesine bağlı olarak ortalama 7 senedir, ama Kaliforniya´da 11 yaşına varmış olanları kanıtlanmıştır.
ALABALIĞIN ÜREME SÜRECİ
Gökkuşağı alabalığı 2 yaşından itibaren çiftleşebilir. Üreme zamanları Avrupa´da Aralık ayından Mayıs ayına kadar, Amerika´da ise Mart-Nisana arasıdır. Yumurtalarını çakıl taşları ve kum ile örterler. Yavruların yumurtadan çıkmaları suyun sıcaklığına bağlı olarak 32 ila 64 gün sürer. Yavruların çoğu daha büyük balıklar tarafından yenilir, ve sadece ufak bir azınlığı hayatta kalmayı başarır.
GÖKKUŞAĞI ALABALIĞI YAŞAMI
Böceklerden, küçük balıklardan, kurbağalardan, solucanlardan, kurbağa yavrularından ve hatta kendi türünün yavrularından beslenir. Böcekleri hem suyun altında hem suyun üstünde avlarlar. Suyun üstünde uçan bir sineği sudan atlayarak havada kapabilirler.
ALABALIĞINİN YAŞADIĞI YERLER GÖKKUŞAĞI 
Kanada´nın güney batısıdır. 1882 yılında Amerika´dan Avrupa´ya getirilmiş ve 19´ncu yüzyılın sonundan beri hiç durmaksızın sürekli yeni ülkelere ihraç edilmiştir. Irmaklarda ve göllerde de yaşarlar, ama aslında en çok berrak ve hızlı akan dereleri tercih ederler. Diğer alabalık türlerinden daha hızlı büyüdüğü ve daha çok gıdaya ihtiyacı olduğu için doğaya bırakılan gökkuşağı alabalığı diğer yerli alabalık türlerinin soylarının tükenmesine sebep olabilir.
ALABALIĞIN FAYDALARI 
Taşlıçay da mide rahatsızlığı bulunan hastalar, şifa bulmak amacıyla derelerde doğal olarak yetişen kırmızı benekli alabalık yavrularını canlı olarak yutuyorlar.
Mide rahatsızlıklarından şikâyet eden hastalar ilginç tedavi yöntemleri geliştiriyor. Taşlıçay ilçesinin yüksek kesimlerinde bulunan derelerde yaşayan kırmızı benekli alabalığın pek çok hastalığa iyi geldiğine inanılıyor. Nadir bulunan bu balığın, bel ağrıları, kanser, damar sertliği ve ülser gibi çeşitli mide hastalıklarına iyi geldiği düşünülüyor. 
Balığı canlı olarak yutan ve vücutlarının ağrıyan bölgelerine saranlar bulunduğu gibi, zeytinyağında bekleterek oluşturdukları çözeltiyi vücutlarına sürerek kür tedavisi uygulayanlar da bulunuyor. 
Taşlıçay ilçesinde yaşayan ve kırmızı benekli alabalık ticareti ile uğraşan Akayıt Tuncel, yaptığı açıklamada, yararını bilen kişilerin kırmızı benekli alabalığa büyük rağbet gösterdiğini söyledi. 
Kırmızı benekli alabalığın yabani olması nedeniyle havuzlarda yetiştirilen alabalık türlerinden farklı özellikler taşıdığını ifade eden Tuncel, Özellikle bel ağrıları, kırık çıkıklarda ve yutmak için kullanılıyor. Her şeye faydası var. Kansere bile faydası var, damarları açıyor ve bağırsakları düzenliyor. Bel ağrıları için balığı canlı olarak bele sarıyorlar. Ufak boyda olan balıkları da canlı olarak yutuyorlar. Balık zeytinyağında bekletilince üç ay içinde eriyor ve yağ haline geliyor. Bu karışım ağrıyan yere sürülüyor dedi. 
Balığa olan ilginin kış ve ilkbahar gibi nemli havalarda daha da arttığına dikkati çeken Tuncel, Bel ağrıları için balık götürenler var, ameliyat olmadan hastalıklarını unuttuklarını söylüyorlar. Kendim de kullandım bu yağı, kokuyor, ama çok faydalı. Özellikle romatizma ve bel ağrılarının fazlalaştığı dönemlerde balığa rağbet artıyor. Normal balığı yemenin de faydası çok. Japonlar günde üç öğün balık tüketiyor, ülkemizde ise az balık tüketiliyor diye konuştu. 
Vatandaşların halk arasında bilinen faydaları nedeniyle kırmızı benekli alabalığa büyük rağbet gösterdiklerini ifade eden Tuncel, balığın boylarına göre 20 ile 150 lira arasında satıldığını söyledi. Kendisinin de bir süreden beri belirli aralıklarda canlı olarak kırmızı benekli alabalık yavrusu yuttuğunu kaydeden Tuncel, Balığı yutanlardan öğrendim, ben de yutuyorum, çok faydalı. Midede biraz oynama yapıyor, ondan sonra ölüyor. ılk başta yutması biraz zor oluyor, alışınca kolaylaşıyor. Her şeye faydası var damarları açıyor, ülsere iyi geliyor şeklinde konuştu. 
AYNALI SAZAN BALIĞININ ÖZELLİĞİ
Bu tür, özellikle pul örtüsü yönünden birçok varyetelere ayrılmıştır. Örneğin, pullu sazan, aynalı sazan, deri sazanı gibi değişik varyeteleri vardır. Pullu sazan genellikle ülkemizin doğal sularında da bulunan ve çok geniş bir dağılım gösteren form olarak bilinir. Vücudu tamamen iri cycloid pullarla kaplanmıştır, başı gayet büyük, vücudu fazla yüksek değildir. Aynalı sazanda pulların sayısı iyice indirgenmiş olup, sadece yan taraflarında, ya L. lateral boyunca veyahut da sırt çizgisi boyunca bir sıra halinde uzanan oldukça iri ve adeta ayna gibi parlak pullar vardır. Deri sazanı ise, pullardan tamamen yoksundur. Vücudun üzeri gayet kalın bir deri ile örtülüdür. Gerek aynalı gerekse deri sazanı ırkları vücuduna nazaran başının çok küçük, etinin lezzetli ve az kılçıklı, büyüme süratinin de daha hızlı olması nedeni ile balık üretimi yapan balık çiftliklerinde kültür sazanı olarak tercih edilmektedirler.
Ilıman iklim bölgelerinin ekonomik öneme sahip türü olan sazan, sıcağı sevmesinin yanında soğuğa da dayanıklı olup, entansif yetiştiricilik için çok uygundur. Az miktarda oksijene gereksinim duyması ve yetiştirme sırasında boylama, kepçeyle yakalanma ve tartım gibi işlemlere duyarlı değildir ve kolayca yaralanmaz. 4-30°C arasındaki su sıcaklığı değişimlerine kısa sürede uyum sağlar.
Sazan müstesna bir çevre toleransına sahiptir. 20 °C´nin üzerinde optimum büyümesine karşın, uzun süre <1 °C su sıcaklığına ve ani sıcaklık değişikliklerine maruz kaldığında da yaşayabilir. Sazan ?5 tuzlulukta ve 5-9 arasındaki pH´larda rutin olarak büyümektedir. Tuzluluk deneysel olarak ? 12´ye çıkarıldığında da büyümesini sürdürmektedir.
Türkiye´nin bütün bölgelerinde bulunan ve iç su balıkları üretimimizin önemli bir kısmını oluşturan türdür (Anadolu´da fazla soğuk olan yüksek dağ gölleri dışındaki birçok gölde ve bazı büyük nehirlerin durgun akan derin akan zonlarında da bulunurlar). Üretimin büyük kısmı Ege, İç Anadolu ve Güney Anadolu bölgesinden sağlanır (İznik, Sapanca, Manyas, Apolyont, Eğridir, Akşehir, Eber, Marmara, Bafa, Köyceğiz, Beyşehir, Eymir, Mogan, Çıldır, Işıklı, Gölcük, Karataş, Salda Gölleri ile Porsuk Çayı, Sarıyer Barajı, Kura-Aras nehir sistemleri, Küçük ve Büyük Menderes ile Gediz gibi büyük akarsuların aşağı havzalarında bulunmaktadır). Ege bölgesindeki bazı su kaynaklarında l. yılda 350 g, 2. yılda 1500 g´
Doğal yaşam alanı havuzlar, göller ve nehirlerdir. Su sıcaklığı ve yem durumuna bağlı olarak hızlı büyüyen bir balıktır. 20-25 yıl hatta 35-40 yıl yaşadıkları ve boylarının 1 m.´nin üzerine çıktığı ağırlıklarının ise 25-30 kg.´a ulaştığı bildirilmektedir.
Sazan dipten beslenen omnivor bir balıktır. Besinlerini bentik su hayvanları (su pireleri, dipter larvaları, kurtlar ve çeşitli küçük molluskler), planktonlar, bitki parçaları ve bitkisel artıklar oluşturur. Dipteki küçük su canlılarını çamurla birlikte alıp, çamuru geri atar. Bu nedenle, çamur içinde oyuklar açar. Büyük sazanların bazı küçük balıkları yedikleri de gözlenmiştir. En iyi yem alımı ve değerlendirmesi, 16-25 °C su sıcaklıklarında ve özellikle 23-24 °C´de olur. Doğal ortamda gruplar halinde, göller ve yavaş akan nehirlerde su sıcaklığı 18-22 ºC olduğunda yumurtlar. Bitkilere yapışan yumurtalardan 3-4 günde larva çıkışı olur. Yumurtlama Mayıs-Temmuz ayları arasında su sıcaklığı 18-20 ºC´ye ulaştığında sığ ve bol bitkili su kesimlerinde olur. Aşağı yukarı 3 yaşında ergin hale gelirler. Sazanın üremesinde en önemli faktör su sıcaklığı olduğundan, kuzey ülkelerinde nadiren ürer veya hiç üremez. Yumurtlama bir haftada tamamlanır. 1 kg vücut ağırlığına 200-300 bin yumurta bırakır. Yumurtaları şeffaf ve yapışkan olup yaklaşık 1 mm çapındadır. Şişmiş yumurtanın çapı 1.6 mm. kadardır. Su bitkilerinin üzerine bırakılan yumurtalar 3-4 günde (60-70 gün x derece) açılır. Yumurtadan çıkan larvaların boyu, 5 mm´dir. Yumurtadan çıkan larvalar 1-3 gün süreyle tutunma organları ile su bitkilerine tutunurlar. Bu süre sonunda, su yüzeyine çıkarak yüzme keselerini hava ile doldurup, yüzmeye ve yem almaya başlarlar. Önceleri bitkisel ve hayvansal planktonlarla (algler, rotiferler, küçük kabuklular) beslenirler. Boyları 18 mm olduğunda bentik organizmalarla beslenmeye başlarlar.
Kış uykusuna yatarlar. Kışın ölmeden donabilirler. Su akıntısına karşı yüzebilirler. Kuyruğunu çeneleri arasına sıkıştırır, bıraktığında zemberek gibi boşanarak 3-5 metre sıçrayarak çağlayanları aşabilirler.ın uluslar arası isimlendirme sistemindeki Latince ismi Cyprinus carpio´dur. Aynalı sazan, yüksek sırtlı, tıknaz, vücudunun büyük kısmı pulsuz, pulları vücudunun değişik bölgelerine dağılmış ve yuvarlak, baş ve sırt kısımları esmer yeşil, yanlar yeşilimsi sarı renktedir. Ağızda diş bulunmaz, farinks dişleri vardır. Ağız kenarında bir çifti kalın, diğer çifti ince olan bıyıklara sahiptir. Göğüs ve karın yüzgeçleri çift, diğer yüzgeçleri ise tektir. Vücut kambur ve kafa küçüktür. Böylece daha fazla et bağlama imkânına sahiptir.ın üzerine ve 3. yılda da 2.5 kg´ın üzerine çıkabilmektedir.
BALIK GÖLÜNÜN JEOLOJİK YAPISI
Türkiye´nin en yüksek rakımlı göllerinden biridir. Çevresindeki dağlardan gelen küçük dereler, kıyısındaki pınarlar ve yeraltı sularıyla beslenen en derin yeri 37 m. olan bir lav seti gölüdür. Balık Gölünün Jeolojik ve Jeomorfolojik özellikleri kapsayan ofiyalitik ve tortul kayaçlarda bulunmaktadır.
FLORA
Sulak alanın özellikle güneydoğusunda küçük sazlıklar, yakın çevresinde de tarım alanları ve otlaklar bulunmaktadır.
FAUNA
Türkiye´nin önemli kuş alanlarından biridir. Gölün üzerindeki 0.15 hektar alana sahip bir adada kuluçkaya yatan Kadife Ördek popülasyonu ile önemli kuş alanı statüsü kazanmıştır. Bölgedeki asıl ünü yetiştirdiği kırmızı benekli alabalıktan kaynaklanır. Göl çevresinde yaşayan başlıca hayvan türleri şunlardır; Kartal, Şahin, Keklik, Yabani Tavşan, Tilki, Kurt, Yaban Ördeği, Martı, Bıldırcın ve Çulluktur.
KULLANIM
Balık Gölü sulak alanının koruma statüsü bulunmamakla birlikte yönetim planı da yoktur.
İKLİM
Türkiye´nin en karasal ve sert iklimli bölümüne girer. Kışlar çok sert geçer. İlkbahar ve sonbahar kısa sürer. Az yağmur, daha çok kar yağar.
KAYNAK DEĞERLERİ
Balık gölünde yaşayan kızıl alabalığının tedavi amaçlı ve lezzeti dolayısıyla besin ihtiyacı olarak değerlidir. Gölün üzerindeki 0.15 hektar alana sahip bir adada kuluçkaya yatan Kadife Ördek popülasyonu ile önemli kuş alanı statüsü kazanmıştır. Türkiye´nin en yüksek rakımlı göllerinden birisi olması bakımından değerlidir.
ULAŞIM
Balık Gölü Taşlıçay ilçesine 26 km, Doğubayazıt ilçesine 60 km. mesafede olup iki ilçe sınırları içerisinde kalmaktadır. Ağrı İline ise yaklaşık 60 km. mesafededir.
AĞRI BALIK GÖLÜ İLE İLGİLİ BİLGİLER
1. ALANIN GENEL TANITIMI (FİZİKİ VE COĞRAFİ) :
Balık Gölü Taşlıçay ilçesine 26 km, Doğubayazıt ilçesine 60 km. mesafede olup iki ilçe sınırları içerisinde kalmaktadır. Denizden yüksekliği 2241 m. Olup Türkiye´nin en yüksek rakımlı göllerinden biridir. Çevresindeki dağlardan gelen küçük dereler, kıyısındaki pınarlar ve yeraltı sularıyla beslenen en derin yeri 37 m. olan bir lav seti gölüdür. Göl içme suyu ve kullanma suyu koruma sahası statüsünde olup yakınındaki yerleşim birimleri için içme suyu sağlamaktadır. Çevresindeki dağlardan gelen küçük dereler, kıyısındaki pınarlar ve yer altı suyu ile beslendiğinden akış durumu ve sürekliliği ile ilgili veriler tespit edilememiştir. Yakın çevresinde tarım alanları ve otlaklar bulunur.
2. ALANIN ULUSLARARASI STATÜLERİ:
Türkiye´de uluslararası öneme sahip 135 adet Sulak Alanlardan biridir.
3. ALANA AİT FLORA BİLGİLERİ: 
Balık Gölünün kıyı kenarlarında yer yer sazlıklar bulunmaktadır. Yakın çevresinde de tarım alanları ve otlaklar bulunmaktadır.
4. ALANA AİT FAUNA BİLGİLERİ:
Türkiye´nin önemli kuş alanlarından biridir. Gölün üzerindeki 0.15 hektar alana sahip bir adada kuluçkaya yatan Kadife Ördek popülasyonu ile önemli kuş alanı statüsü kazanmıştır. Bölgedeki asıl ünü yetiştirdiği kırmızı benekli alabalıktan kaynaklanır. Göl çevresinde yaşayan başlıca hayvan türleri şunlardır; Kartal, Şahin, Keklik, Yabani Tavşan, Tilki, Kurt, Yaban Ördeği, Martı, Bıldırcın ve Çulluktur.
5. ALANA AİT EKOSİSTEM BİLGİLERİ:
Balık Gölünün kıyıları çamurludur ve özellikle güneydoğusunda küçük sazlıklar bulunur. Yakın çevresinde tarım alanları ve otlaklar bulunur.
6. ALANIN TEMEL PEYZAJ ÖĞELERİ:
Türkiye´nin en yüksek rakımlı göllerinden birinin olmasının yanında çevresindeki dağlarda gelen küçük dereler, kıyısındaki pınarlar ve yeraltı sularıyla beslenen en derin yeri 37m olan bir lav set gölüdür. Balık Gölü içerisindeki 0,15 Ha alana sahip küçük adacık, Göl kenarlarındaki sazlıklar ve çayırlar.
7. ALANA AİT ARKEOLOJİK VE TARİHSEL DEĞERLER:
Balık Gölünün bulunduğu coğrafyada paleolitik çağdan günümüze kadar birçok medeniyet yaşamıştır. Hurriler, Urartular, Kutlar, Hun´lar, Araplar, Selçuklu´lar, İlhanlı´lar, Harzemşahlar, Timuroğulları, Safaviler, Çıldıroğulları, Akkoyunlular, Karakoyunlular ve sonrasında 1514´de Çaldıran zaferi ile Osmanlılar bu bölgede yerleşmiştir.
8. ALANIN EKOTURİZM AÇISINDAN ÖNEMİ VE ALANDA YAPILABİLECEK EKOTURİZM FAALİYETLERİ:
Sulak Alanın barındırdığı flora, fauna ve peyzaj özelliği bakımından alana gelen yerli ve yabancı turistlere görsel olarak cazip gelmesi. Sportif amaçlı olta balıkçılığı etkinliğine uygun olması.
9. ?ALANA GİTMİŞKEN BUNLARI YAPMADAN DÖNMEYİN? BAŞLIĞI ALTINDA ALANDA YAPILABİLECEK FAALİYETLER:
a) Alana gelip göl turu yapmadan
b) Balık tutmadan
c) Gölün görkemli manzarasında fotoğraflarını çekmeden
d) Lezzetli Kırmızı Benekli Alabalığından yemeden gitmeyin.
10. ZİYARETÇİLER ALANIN KORUNMASINDA NASIL KATKI SAĞLAYABİLİRLER?
Balık Gölü Türkiye´nin önemli kuş alanlarından biri olması sebebiyle bölgeye gelen ziyaretçilerin alanın korunmasında en büyük katkıyı alanda bulunan flora ve fauna popülasyonuna zarar vermemek ve çevreyi temiz tutmakla sağlayabilirler. 
11. ALANA ULAŞIMIN NASIL VE HANGİ KOŞULLARLA YAPILABİLECEĞİ VE ALANLA İLGİLİ İLETİŞİME GEÇMEK İSTEYENLER İÇİN ALANIN İRTİBAT BİLGİLERİ:
Balık Gölüne gelmek isteyen ziyaretçiler, Doğubayazıt ilçesinden 60 km ve Taşlıçay İlçesine ise 26 km olduğunu bilmeleri yeterlidir.
KAYNAK: Doğubayazıt gazetesi / AĞRI Balıkgöl Hayranları, Vikipedi, özgür ansiklopedi
BALIK GÖLÜ /GİT GÖR GEZ / DERLEYEN/ OSMAN EREN
"Bazıları eğlenmek için kışı bekler, bazıları yazı ve bazıları da sonbaharı ve hepimiz çocuktuk ve bizim tatil beldemiz ve çocukluğumuzun en büyük deniziydi balık gölü" 
Balık Gölü, Doğu Anadolu Bölgesi´nde, Aras Dağları üzerinde Türkiye´nin en yüksek göllerinden biridir. Ağrı ili sınırları içerisinde yer alan ve oluşum bakımından lav set gölü olan bu göl, 30 km² alana sahiptir Denizden yüksekliği 2.241 metre, en derin yeri 37 m´dir.
Çevre köyler için içme ve kullanma suyu kaynağıdır. Dağlardan gelen dereler, kıyıdaki pınarlar ve yeraltı sularıyla beslenir. Çevresi sazlıklarla kaplıdır. Türkiye´deki 135 uluslararası önemli sulak alandan biridir. Göl içinde yer alan küçük adada kadife ördekler kuluçkaya yatar. Ayrıca benekli alabalığın gölde yaşaması önemlidir. Çevrede; kartal, tavşan, şahin, keklik, tilki, martı, kurt, yaban ördeği, bıldırcın ve çulluk gibi hayvanlar yaşar Doğubayazıt ilçesine 60 uzaklıktadır
Çevrede sert karasal iklim hakimdir. Kışlar uzun, ilk ve son bahar kısa sürer. Ağrı dağından gelen lavların bir çukurluğun önüne kapanmasıyla oluşmuştur. Gölden çıkan dere Doğubayazıt sazlıklarını sular. Göl çevresinde doğal bitki örtüsünü alpin çayırlar oluşturur. Yüzeyi donan gölde balıkçılık 5 ay boyunca buzlar kırılarak yapılır. Benekli alabalık tedavi amaçlı da tüketilir
BÜYÜK BENEKLİ ALABALIK
Büyük benekli alabalık ya da Dağ alabalığı, DağalısI (Salmo trutta macrostigma, syn. Salmo cettii), Salmonidae familyasından Türkiye´nin en yaygın ve en büyük alabalık türüdür. Adını üzerindeki benek ve şekillerden alır. Türkiye´nin güneyinde, doğusunda, kuzey doğusunda ve diğer bölgelerden kopuk bir şekilde ege bölgesinin kuzeyinde bulunur. İçme suyu kalitesindeki sularda yaşar. Özellikle orman içi sularda yaygındır.
Siyahımsı gri renkli vücudu mekik şeklindedir ve yan tarafları yassıdır. Yüzgeçleri dikensiz ve çok küçüktür. Sırt yüzgeci siyah lekeli ve kuyruk yüzgeci çatallıdır. Yan çizgisinin üzerinde küçük noktaların kümeleşmesinden meydana gelen bir sıra 10 ila 12 adet iri kırmızı benekleri bulunur.
Büyük benekli alabalıklar ortalama 30 cm uzunlukta ve 0,5-1 kilo ağırlıkta, en büyükleri 1 metre ve 25 kilo olurlar.
Üreme zamanları Eylül ayından mart ayına kadar uzanır. Yumurtlaması soğuk (5-7 C°), berrak ve bol oksijenli orman içi akarsularının kaynak kısımlarında sonbaharda olur. 3,5-4,0 mm çapındaki yumurtalardan larvalar 400 gün derece civarında çıkar. Karnivor olup, sulardaki sinek larvaları, kabuklular ve diğer balıkların larva ve yavrularıyla beslenirler.
Avlanması yasaktır. Ancak son yıllardaki aşırı ve bilinçsiz avlanma, suların kirlenmesi, barajlar, sulardaki rejim değişikliği, seller, heyelanlar ve erozyondan dolayı nesilleri hızla azalmaktadır.
ALABALIĞIN ÖZELİĞİ YAŞAM ŞEKLİ
Gökkuşağı alabalıkları yavruyken sürü olarak yaşarlar. Ancak 3 kilo ağırlığa vardıklarından sonra tek başlarına, kendilerine ait olarak benimsedikleri bir alan içersinde avlanmaya başlarlar. Ömürlerinin uzunluğu yaşadıkları suyun kalitesine bağlı olarak ortalama 7 senedir, ama Kaliforniya´da 11 yaşına varmış olanları kanıtlanmıştır.
ALABALIĞIN ÜREME SÜRECİ
Gökkuşağı alabalığı 2 yaşından itibaren çiftleşebilir. Üreme zamanları Avrupa´da Aralık ayından Mayıs ayına kadar, Amerika´da ise Mart-Nisana arasıdır. Yumurtalarını çakıl taşları ve kum ile örterler. Yavruların yumurtadan çıkmaları suyun sıcaklığına bağlı olarak 32 ila 64 gün sürer. Yavruların çoğu daha büyük balıklar tarafından yenilir, ve sadece ufak bir azınlığı hayatta kalmayı başarır.
GÖKKUŞAĞI ALABALIĞI YAŞAMI
Böceklerden, küçük balıklardan, kurbağalardan, solucanlardan, kurbağa yavrularından ve hatta kendi türünün yavrularından beslenir. Böcekleri hem suyun altında hem suyun üstünde avlarlar. Suyun üstünde uçan bir sineği sudan atlayarak havada kapabilirler.
ALABALIĞINİN YAŞADIĞI YERLER GÖKKUŞAĞI 
Kanada´nın güney batısıdır. 1882 yılında Amerika´dan Avrupa´ya getirilmiş ve 19´ncu yüzyılın sonundan beri hiç durmaksızın sürekli yeni ülkelere ihraç edilmiştir. Irmaklarda ve göllerde de yaşarlar, ama aslında en çok berrak ve hızlı akan dereleri tercih ederler. Diğer alabalık türlerinden daha hızlı büyüdüğü ve daha çok gıdaya ihtiyacı olduğu için doğaya bırakılan gökkuşağı alabalığı diğer yerli alabalık türlerinin soylarının tükenmesine sebep olabilir.
ALABALIĞIN FAYDALARI 
Taşlıçay da mide rahatsızlığı bulunan hastalar, şifa bulmak amacıyla derelerde doğal olarak yetişen kırmızı benekli alabalık yavrularını canlı olarak yutuyorlar.
Mide rahatsızlıklarından şikâyet eden hastalar ilginç tedavi yöntemleri geliştiriyor. Taşlıçay ilçesinin yüksek kesimlerinde bulunan derelerde yaşayan kırmızı benekli alabalığın pek çok hastalığa iyi geldiğine inanılıyor. Nadir bulunan bu balığın, bel ağrıları, kanser, damar sertliği ve ülser gibi çeşitli mide hastalıklarına iyi geldiği düşünülüyor. 
Balığı canlı olarak yutan ve vücutlarının ağrıyan bölgelerine saranlar bulunduğu gibi, zeytinyağında bekleterek oluşturdukları çözeltiyi vücutlarına sürerek kür tedavisi uygulayanlar da bulunuyor. 
Taşlıçay ilçesinde yaşayan ve kırmızı benekli alabalık ticareti ile uğraşan Akayıt Tuncel, yaptığı açıklamada, yararını bilen kişilerin kırmızı benekli alabalığa büyük rağbet gösterdiğini söyledi. 
Kırmızı benekli alabalığın yabani olması nedeniyle havuzlarda yetiştirilen alabalık türlerinden farklı özellikler taşıdığını ifade eden Tuncel, Özellikle bel ağrıları, kırık çıkıklarda ve yutmak için kullanılıyor. Her şeye faydası var. Kansere bile faydası var, damarları açıyor ve bağırsakları düzenliyor. Bel ağrıları için balığı canlı olarak bele sarıyorlar. Ufak boyda olan balıkları da canlı olarak yutuyorlar. Balık zeytinyağında bekletilince üç ay içinde eriyor ve yağ haline geliyor. Bu karışım ağrıyan yere sürülüyor dedi. 
Balığa olan ilginin kış ve ilkbahar gibi nemli havalarda daha da arttığına dikkati çeken Tuncel, Bel ağrıları için balık götürenler var, ameliyat olmadan hastalıklarını unuttuklarını söylüyorlar. Kendim de kullandım bu yağı, kokuyor, ama çok faydalı. Özellikle romatizma ve bel ağrılarının fazlalaştığı dönemlerde balığa rağbet artıyor. Normal balığı yemenin de faydası çok. Japonlar günde üç öğün balık tüketiyor, ülkemizde ise az balık tüketiliyor diye konuştu. 
Vatandaşların halk arasında bilinen faydaları nedeniyle kırmızı benekli alabalığa büyük rağbet gösterdiklerini ifade eden Tuncel, balığın boylarına göre 20 ile 150 lira arasında satıldığını söyledi. Kendisinin de bir süreden beri belirli aralıklarda canlı olarak kırmızı benekli alabalık yavrusu yuttuğunu kaydeden Tuncel, Balığı yutanlardan öğrendim, ben de yutuyorum, çok faydalı. Midede biraz oynama yapıyor, ondan sonra ölüyor. ılk başta yutması biraz zor oluyor, alışınca kolaylaşıyor. Her şeye faydası var damarları açıyor, ülsere iyi geliyor şeklinde konuştu. 
AYNALI SAZAN BALIĞININ ÖZELLİĞİ
Bu tür, özellikle pul örtüsü yönünden birçok varyetelere ayrılmıştır. Örneğin, pullu sazan, aynalı sazan, deri sazanı gibi değişik varyeteleri vardır. Pullu sazan genellikle ülkemizin doğal sularında da bulunan ve çok geniş bir dağılım gösteren form olarak bilinir. Vücudu tamamen iri cycloid pullarla kaplanmıştır, başı gayet büyük, vücudu fazla yüksek değildir. Aynalı sazanda pulların sayısı iyice indirgenmiş olup, sadece yan taraflarında, ya L. lateral boyunca veyahut da sırt çizgisi boyunca bir sıra halinde uzanan oldukça iri ve adeta ayna gibi parlak pullar vardır. Deri sazanı ise, pullardan tamamen yoksundur. Vücudun üzeri gayet kalın bir deri ile örtülüdür. Gerek aynalı gerekse deri sazanı ırkları vücuduna nazaran başının çok küçük, etinin lezzetli ve az kılçıklı, büyüme süratinin de daha hızlı olması nedeni ile balık üretimi yapan balık çiftliklerinde kültür sazanı olarak tercih edilmektedirler.
Ilıman iklim bölgelerinin ekonomik öneme sahip türü olan sazan, sıcağı sevmesinin yanında soğuğa da dayanıklı olup, entansif yetiştiricilik için çok uygundur. Az miktarda oksijene gereksinim duyması ve yetiştirme sırasında boylama, kepçeyle yakalanma ve tartım gibi işlemlere duyarlı değildir ve kolayca yaralanmaz. 4-30°C arasındaki su sıcaklığı değişimlerine kısa sürede uyum sağlar.
Sazan müstesna bir çevre toleransına sahiptir. 20 °C´nin üzerinde optimum büyümesine karşın, uzun süre <1 °C su sıcaklığına ve ani sıcaklık değişikliklerine maruz kaldığında da yaşayabilir. Sazan ?5 tuzlulukta ve 5-9 arasındaki pH´larda rutin olarak büyümektedir. Tuzluluk deneysel olarak ? 12´ye çıkarıldığında da büyümesini sürdürmektedir.
Türkiye´nin bütün bölgelerinde bulunan ve iç su balıkları üretimimizin önemli bir kısmını oluşturan türdür (Anadolu´da fazla soğuk olan yüksek dağ gölleri dışındaki birçok gölde ve bazı büyük nehirlerin durgun akan derin akan zonlarında da bulunurlar). Üretimin büyük kısmı Ege, İç Anadolu ve Güney Anadolu bölgesinden sağlanır (İznik, Sapanca, Manyas, Apolyont, Eğridir, Akşehir, Eber, Marmara, Bafa, Köyceğiz, Beyşehir, Eymir, Mogan, Çıldır, Işıklı, Gölcük, Karataş, Salda Gölleri ile Porsuk Çayı, Sarıyer Barajı, Kura-Aras nehir sistemleri, Küçük ve Büyük Menderes ile Gediz gibi büyük akarsuların aşağı havzalarında bulunmaktadır). Ege bölgesindeki bazı su kaynaklarında l. yılda 350 g, 2. yılda 1500 g´
Doğal yaşam alanı havuzlar, göller ve nehirlerdir. Su sıcaklığı ve yem durumuna bağlı olarak hızlı büyüyen bir balıktır. 20-25 yıl hatta 35-40 yıl yaşadıkları ve boylarının 1 m.´nin üzerine çıktığı ağırlıklarının ise 25-30 kg.´a ulaştığı bildirilmektedir.
Sazan dipten beslenen omnivor bir balıktır. Besinlerini bentik su hayvanları (su pireleri, dipter larvaları, kurtlar ve çeşitli küçük molluskler), planktonlar, bitki parçaları ve bitkisel artıklar oluşturur. Dipteki küçük su canlılarını çamurla birlikte alıp, çamuru geri atar. Bu nedenle, çamur içinde oyuklar açar. Büyük sazanların bazı küçük balıkları yedikleri de gözlenmiştir. En iyi yem alımı ve değerlendirmesi, 16-25 °C su sıcaklıklarında ve özellikle 23-24 °C´de olur. Doğal ortamda gruplar halinde, göller ve yavaş akan nehirlerde su sıcaklığı 18-22 ºC olduğunda yumurtlar. Bitkilere yapışan yumurtalardan 3-4 günde larva çıkışı olur. Yumurtlama Mayıs-Temmuz ayları arasında su sıcaklığı 18-20 ºC´ye ulaştığında sığ ve bol bitkili su kesimlerinde olur. Aşağı yukarı 3 yaşında ergin hale gelirler. Sazanın üremesinde en önemli faktör su sıcaklığı olduğundan, kuzey ülkelerinde nadiren ürer veya hiç üremez. Yumurtlama bir haftada tamamlanır. 1 kg vücut ağırlığına 200-300 bin yumurta bırakır. Yumurtaları şeffaf ve yapışkan olup yaklaşık 1 mm çapındadır. Şişmiş yumurtanın çapı 1.6 mm. kadardır. Su bitkilerinin üzerine bırakılan yumurtalar 3-4 günde (60-70 gün x derece) açılır. Yumurtadan çıkan larvaların boyu, 5 mm´dir. Yumurtadan çıkan larvalar 1-3 gün süreyle tutunma organları ile su bitkilerine tutunurlar. Bu süre sonunda, su yüzeyine çıkarak yüzme keselerini hava ile doldurup, yüzmeye ve yem almaya başlarlar. Önceleri bitkisel ve hayvansal planktonlarla (algler, rotiferler, küçük kabuklular) beslenirler. Boyları 18 mm olduğunda bentik organizmalarla beslenmeye başlarlar.
Kış uykusuna yatarlar. Kışın ölmeden donabilirler. Su akıntısına karşı yüzebilirler. Kuyruğunu çeneleri arasına sıkıştırır, bıraktığında zemberek gibi boşanarak 3-5 metre sıçrayarak çağlayanları aşabilirler.ın uluslar arası isimlendirme sistemindeki Latince ismi Cyprinus carpio´dur. Aynalı sazan, yüksek sırtlı, tıknaz, vücudunun büyük kısmı pulsuz, pulları vücudunun değişik bölgelerine dağılmış ve yuvarlak, baş ve sırt kısımları esmer yeşil, yanlar yeşilimsi sarı renktedir. Ağızda diş bulunmaz, farinks dişleri vardır. Ağız kenarında bir çifti kalın, diğer çifti ince olan bıyıklara sahiptir. Göğüs ve karın yüzgeçleri çift, diğer yüzgeçleri ise tektir. Vücut kambur ve kafa küçüktür. Böylece daha fazla et bağlama imkânına sahiptir.ın üzerine ve 3. yılda da 2.5 kg´ın üzerine çıkabilmektedir.
BALIK GÖLÜNÜN JEOLOJİK YAPISI
Türkiye´nin en yüksek rakımlı göllerinden biridir. Çevresindeki dağlardan gelen küçük dereler, kıyısındaki pınarlar ve yeraltı sularıyla beslenen en derin yeri 37 m. olan bir lav seti gölüdür. Balık Gölünün Jeolojik ve Jeomorfolojik özellikleri kapsayan ofiyalitik ve tortul kayaçlarda bulunmaktadır.
FLORA
Sulak alanın özellikle güneydoğusunda küçük sazlıklar, yakın çevresinde de tarım alanları ve otlaklar bulunmaktadır.
FAUNA
Türkiye´nin önemli kuş alanlarından biridir. Gölün üzerindeki 0.15 hektar alana sahip bir adada kuluçkaya yatan Kadife Ördek popülasyonu ile önemli kuş alanı statüsü kazanmıştır. Bölgedeki asıl ünü yetiştirdiği kırmızı benekli alabalıktan kaynaklanır. Göl çevresinde yaşayan başlıca hayvan türleri şunlardır; Kartal, Şahin, Keklik, Yabani Tavşan, Tilki, Kurt, Yaban Ördeği, Martı, Bıldırcın ve Çulluktur.
KULLANIM
Balık Gölü sulak alanının koruma statüsü bulunmamakla birlikte yönetim planı da yoktur.
İKLİM
Türkiye´nin en karasal ve sert iklimli bölümüne girer. Kışlar çok sert geçer. İlkbahar ve sonbahar kısa sürer. Az yağmur, daha çok kar yağar.
KAYNAK DEĞERLERİ
Balık gölünde yaşayan kızıl alabalığının tedavi amaçlı ve lezzeti dolayısıyla besin ihtiyacı olarak değerlidir. Gölün üzerindeki 0.15 hektar alana sahip bir adada kuluçkaya yatan Kadife Ördek popülasyonu ile önemli kuş alanı statüsü kazanmıştır. Türkiye´nin en yüksek rakımlı göllerinden birisi olması bakımından değerlidir.
ULAŞIM
Balık Gölü Taşlıçay ilçesine 26 km, Doğubayazıt ilçesine 60 km. mesafede olup iki ilçe sınırları içerisinde kalmaktadır. Ağrı İline ise yaklaşık 60 km. mesafededir.
AĞRI BALIK GÖLÜ İLE İLGİLİ BİLGİLER
1. ALANIN GENEL TANITIMI (FİZİKİ VE COĞRAFİ) :
Balık Gölü Taşlıçay ilçesine 26 km, Doğubayazıt ilçesine 60 km. mesafede olup iki ilçe sınırları içerisinde kalmaktadır. Denizden yüksekliği 2241 m. Olup Türkiye´nin en yüksek rakımlı göllerinden biridir. Çevresindeki dağlardan gelen küçük dereler, kıyısındaki pınarlar ve yeraltı sularıyla beslenen en derin yeri 37 m. olan bir lav seti gölüdür. Göl içme suyu ve kullanma suyu koruma sahası statüsünde olup yakınındaki yerleşim birimleri için içme suyu sağlamaktadır. Çevresindeki dağlardan gelen küçük dereler, kıyısındaki pınarlar ve yer altı suyu ile beslendiğinden akış durumu ve sürekliliği ile ilgili veriler tespit edilememiştir. Yakın çevresinde tarım alanları ve otlaklar bulunur.
2. ALANIN ULUSLARARASI STATÜLERİ:
Türkiye´de uluslararası öneme sahip 135 adet Sulak Alanlardan biridir.
3. ALANA AİT FLORA BİLGİLERİ: 
Balık Gölünün kıyı kenarlarında yer yer sazlıklar bulunmaktadır. Yakın çevresinde de tarım alanları ve otlaklar bulunmaktadır.
4. ALANA AİT FAUNA BİLGİLERİ:
Türkiye´nin önemli kuş alanlarından biridir. Gölün üzerindeki 0.15 hektar alana sahip bir adada kuluçkaya yatan Kadife Ördek popülasyonu ile önemli kuş alanı statüsü kazanmıştır. Bölgedeki asıl ünü yetiştirdiği kırmızı benekli alabalıktan kaynaklanır. Göl çevresinde yaşayan başlıca hayvan türleri şunlardır; Kartal, Şahin, Keklik, Yabani Tavşan, Tilki, Kurt, Yaban Ördeği, Martı, Bıldırcın ve Çulluktur.
5. ALANA AİT EKOSİSTEM BİLGİLERİ:
Balık Gölünün kıyıları çamurludur ve özellikle güneydoğusunda küçük sazlıklar bulunur. Yakın çevresinde tarım alanları ve otlaklar bulunur.
6. ALANIN TEMEL PEYZAJ ÖĞELERİ:
Türkiye´nin en yüksek rakımlı göllerinden birinin olmasının yanında çevresindeki dağlarda gelen küçük dereler, kıyısındaki pınarlar ve yeraltı sularıyla beslenen en derin yeri 37m olan bir lav set gölüdür. Balık Gölü içerisindeki 0,15 Ha alana sahip küçük adacık, Göl kenarlarındaki sazlıklar ve çayırlar.
7. ALANA AİT ARKEOLOJİK VE TARİHSEL DEĞERLER:
Balık Gölünün bulunduğu coğrafyada paleolitik çağdan günümüze kadar birçok medeniyet yaşamıştır. Hurriler, Urartular, Kutlar, Hun´lar, Araplar, Selçuklu´lar, İlhanlı´lar, Harzemşahlar, Timuroğulları, Safaviler, Çıldıroğulları, Akkoyunlular, Karakoyunlular ve sonrasında 1514´de Çaldıran zaferi ile Osmanlılar bu bölgede yerleşmiştir.
8. ALANIN EKOTURİZM AÇISINDAN ÖNEMİ VE ALANDA YAPILABİLECEK EKOTURİZM FAALİYETLERİ:
Sulak Alanın barındırdığı flora, fauna ve peyzaj özelliği bakımından alana gelen yerli ve yabancı turistlere görsel olarak cazip gelmesi. Sportif amaçlı olta balıkçılığı etkinliğine uygun olması.
9. ?ALANA GİTMİŞKEN BUNLARI YAPMADAN DÖNMEYİN? BAŞLIĞI ALTINDA ALANDA YAPILABİLECEK FAALİYETLER:
a) Alana gelip göl turu yapmadan
b) Balık tutmadan
c) Gölün görkemli manzarasında fotoğraflarını çekmeden
d) Lezzetli Kırmızı Benekli Alabalığından yemeden gitmeyin.
10. ZİYARETÇİLER ALANIN KORUNMASINDA NASIL KATKI SAĞLAYABİLİRLER?
Balık Gölü Türkiye´nin önemli kuş alanlarından biri olması sebebiyle bölgeye gelen ziyaretçilerin alanın korunmasında en büyük katkıyı alanda bulunan flora ve fauna popülasyonuna zarar vermemek ve çevreyi temiz tutmakla sağlayabilirler. 
11. ALANA ULAŞIMIN NASIL VE HANGİ KOŞULLARLA YAPILABİLECEĞİ VE ALANLA İLGİLİ İLETİŞİME GEÇMEK İSTEYENLER İÇİN ALANIN İRTİBAT BİLGİLERİ:
Balık Gölüne gelmek isteyen ziyaretçiler, Doğubayazıt ilçesinden 60 km ve Taşlıçay İlçesine ise 26 km olduğunu bilmeleri yeterlidir.
KAYNAK: Doğubayazıt Gaze Tesi
/ AĞRI Balıkgöl Hayranları
 / Vikipedi, özgür ansiklopedi
 


Anahtar Kelimeler: BALIK GÖLÜ
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,34
  • EURO

    34,77% 0,17
  • GRAM ALTIN

    2511,73% 1,11
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22

Egazete


  • Cumartesi 20.2 ° / 7.6 ° Güneşli
  • Pazar 18.5 ° / 7.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 19.2 ° / 5.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

Ağrı

20.04.2024

  • İMSAK 03:45
  • GÜNEŞ 05:16
  • ÖĞLE 12:12
  • İKİNDİ 15:56
  • AKŞAM 18:58
  • YATSI 20:23