şatafatlı ıftar Sofraları Başlıyor?

         Bizim şehirde yoksul Ramazan ayında hatırlanır. Kış uykusuna yatan yoksulluk, Ramazan ayında uyanır.

         Ramazan bir nefsin tezkiyesidir. Ruhi bir ibadet olmaktan öte bedeni bir ibadettir. Dilin, bedenin, ruhun kötülüklerden arındırılmasıdır. Yoksulun, fakirin gözetilmesi ise esastır.

         Her ne kadar Ramazan ayında bazı geleneklerimizi yaşatmaya çalışsak da eski ramazanların coşkusunu ve zevkini günümüzde pek göremiyoruz. Yardımlaşma adına yapılanları ise yüzümüze gözümüze bulaştırıyoruz.

         Ramazan ayı geldi mi, siyasetçiler, bürokratlar, zengin iş adamları, kurum ve kuruluşlar iftar sofraları için sıraya girerler. Maksadından uzak, gösterişli sofralarda göz boyamalar başlar. Bir tas çorbayı paylaşmak adına yapılanlar ise bir komediden öteye geçmiyor.

         Bu şehirde yoksul çok insan var ve gittikçe de büyüyor sancısı. ınsanlar dilenci durumuna düşmüş.

         Bir şişe kola ve hazır yiyeceklerle yoksulun sofrasını afişe ederek onure edemezsiniz ki? Vatandaş akşamı nasıl edeceğini kara kara düşünüyor. Bir tas çorbanın kaygısını tek bir gece değil, her gün yaşıyor. Bir akşam yemeğini paylaşmakla başı göğe ermiyor.

         Ramazan ayında, sözüm ona lüks iftar sofralarından kaçınan bazı kesim yetkililer, bunu ramazan sonrasında da devem ettirseler ya. Maksadından uzak şu klasik iftar yemekleri acaba ne zaman son bulacak.

         şimdiden başladı yine iftar davetleri. Yüzlerce aileyi doyuracak masrafla, şatafatlı iftar sofraları boy göstermeye başladı açıkçası.

         Fırfırlı masalarda yenen kavurmalar, pilavlar, çorbalar, tatlılar?

         Kurulan zengin sofraları,

         Ağırlanan konuklar,

         Ve kim kaç kişilik sofra kurdu manşetlerini görmeye yine devam edeceğiz.