AŞK'A DAİR

AŞK

TURİST İLE ÇOBAN

Hello turist çok güzelsin

Burala rı gezersin

Ben bir de likanlıyım

Kalbimi alıp gidersin

 

Gitmeyip burda kalsan

Sevdamla seni alsam

Sen beni çok seversin

Şahsıma sevdalansan

 

Bak beni sev diyene

Kim inerki seviyene

Ben şaşarım haline

Sevginle inleyene

 

Bak gör ben bir çobanım

Sevgi dolu koçanım

Seni bir kere gördüm

Artık olur kaçanım

 

Sende bir sevgi varsa

Kocaman han kadarsa

Kalmamı hiç bekleme

Göz yaşında akarsa

 

Çobanım aşk ararım

Hayallerde yanarım

Seni bir kere gördüm

Artık seni anarım

 

Bana sevdan var ama

Her yanın yırtık yama

Yamalı sevda olmaz

İstersen beni anlama

 

Olmasın aşkın heder

Dolmasın ömrün keder

Seviyende bahane

Sevdan seni mahfeder.

Sende çok çok cahilsin

Aşk nedir bilmezmisin

Onun adı ateştir

Görünce vah edersin

Getirme öyle dile

Aşkına girdim bile

Onunla bir yanayım

Sevdan olmasın çile

AŞK NEDİR NASIL OLUŞUR?

Aşk, aşkın olma durumunu ifade eder. Aşkın, aşırı durum demektir. Kalp atış ritimlerinin normelin üzerine çıkması demektir. Sevincin coşkuya dönüşmesi, yürümenin koşuya dönüşmesi, akan suyun şelaleye dönüşmesi, aşk için birer örnektirler.

Bazı kavramların bilimsel boyutu tanımlarında görülebilir. Aşmak tabiri değişme uğrasaydı aşkın somut bilimsel boyutunun bulunuşu zorlaşırdı.

Çoğu kavram, oluşum serüvenini yansıttığı tanım ile zamanla kopabilir. Bazı oluşumlar da bazı lisanlarda henüz bir tanım kazanmamış olabilir. Tanım kazanmamış olan etkenlerin nedenselliği çözümlenip kavranılmamış bir şekilde sadece etki ve tepki ile icra olur. Mesela aşk, sevgi, nefret, ilgi, hüzün, hoşluk, öfke, merak, şaşkınlık, korku, güven gibi duygusal aleme ait olup bilinen tanımların dışında henüz tanımlanıp bilime çıkmamış olgularda olabilir.

Kavramların gelişip zenginleşmesi, düşünceye ve beyana kolaylık verir.

İlgi çekimini aşan duruma aşk demekle, düşünce hakimiyeti için kolaylık sağlamışız.

Zengin lisanslı düşünceler daha çözümcül, düzgün cümle örücü ve geniş çaplı olurlar

Tanım yoksulu lisanlarda, biri birine karşı herhangi bir negatif duyuma kapıldığında, ifadesizlikten enerji sıkışımı oluşup küfür ve kavga olarak patlak verir.

AŞK DEYİMİNİN OLUŞUMU

İstek ayar derecesinin aşırıca normal dereceyi aştığı için, bu yüksek ayar derecesine aşkın ayar, yani kısaca aşk denilir. Midenin enerji kaynağı dışsal gıda olduğu gibi, kalbinde enerji kaynağı dışsal gıdadır. Kalp henüz oluşmamışken bebek, anneye bağlı bir organdır. Kalp oluşup çalışma enerjisini dokunsal ve duysal duyularından aldıktan sonra, yüzde elli olarak anneden ayrı olur. Bebek çıktıktan sonra, mide artık giderek bağımsızlaşır ve anneden kopukluk vücuden yüzde yüze çıkar.

Çalışmaları ayrı gıdalardan olmasına rağmen birbirine bağlanan mide ile kalp arasında birinin durması diğerininde durması olur.

Kalbin somut yapı oluşumu mideye bağlı olsada, üstlendiği pompacılık görevinin hareket kaynağı, ona sensörlük yapan duyu organlarıdırlar. Akü hem motordan hemde dışarıdan elektrik alma özelliğine sahiptir. Kalbin mideden aldığı var olabilme canıdır. Duyu sensörleri ile dışarıdan aldığı ise hareket heyecanıdır. Dozuna göre bu heyecanı yüz ifadesi, gülme, ağlama, konuşma, bağırma ve ifadeli hareketler olarak dışa yansıtır.

Vücut uykudaykende duyular, kalbe rüya yoluyla enerji göndermeye devam ederler.

Yaşam içinde kalp için hemen Herşey birer enerji kaynağıdır. Kalbi şarjl edilen bir cihazada benzetmek mümkündür. Su içme hayali kalbi çalıştırır. Su içme hazzı kalbi çalıştırır. Tuvalet boşaltım hazzı kalbi çalıştırır. Düşünmekten, görmekten, duymaktan, tatmaktan, koklamaktan ve dokunmaya kadar kalp için çalışma enerjileri vardır. Her bir enerji alımı, bir sonraki alıma kadar kalbi çalışmaya kurar. Tek bir kurulumla belki günlerce çalışabilecek olan kalp, her gün yüzlerce kuruluma uğramaktadır.

Mide ihtiyaçlarını fizikten karşılarken, kalp, bu karşılamaların psikolojik etkileşim boyutundan ihtiyaçlarını karşılar.

Bu olay, henüz tanımı yapılmamış ruh ile nefis arasında gerçekleşen ortak onay'a dayalı bir çeşit sevmişim birlikteliğidir.

CANLI YAŞAM, İHTİYAÇ SAHİBİ OLMASINDAN DOLAYI, TÜM ÇEŞİT İHTİYAÇLARINA KARŞI BEKLENTİDEDİR. Bu beklentiler, kalbin çalışmasını sağlayan birer umutturlar. Acıkmak yemek umudunda, susamak su umudunda vs.

Her elde edilenden sonra diğerini istemek, kalbin umutla çalıştığına dair bir delildir. Buna doyumsuz nefis diyoruz. Ulaşıpta sıradanlaşanın artık heyecan kaynağı olmaktan çıkışı yeniden umutlanma ihtiyacı başka kaynağa yönelim verir. Yeni tasarımlar ve moda değişikliği bu gerçeğin eseridir. Heyecan temin arayışı çeşitli oyunlarında varlık sebebidir.

İnsana yaşam verici çokça konu vardır Umudunu yitirenler sadece belli konularda yitirir. Birazdan göreceği bir ihtiyaçla kalbi çalışmaya devam eder. Moral verme olayı aslen kalbe enerji verme olayıdır.

HER KALP, ELEKTRİKLE ÇALIŞAN CİHAZ GİBİDİR. YÜKSEK VOLTAJA MARUZ KALMASI, KALBE ZARAR VEREBİLMEKTEDİR.

AŞK DEMEK AŞIRI DEMEK OLDUĞUNDAN  KALP İÇİN YÜKSEK VOLTAJ DEMEKTİR. Bu yüzden piyasada aşkın eseri yüzde doksan olarak negatif sonuçludur. Aşk an'ı, mantığın devre dışı oluş anıdır. Hükümet tamamen coşkun etkinin elindedir. Aşırı dolum şamandırayı yükseltmiş ve gözü kulağı mantıksal duyu alımına kapatmıştır. Bünye deposu patlarcasına sıkışık şekilde bu etkiyle dolmuş ve dış yardıma muhtaç bir özürlü gibi olmuştur.

ÇOBAN TURİSTTEN NEDEN YÜKSEK VOLTAJ ALMIŞTIR? Çünkü, kalbin enerji ihtiyacı, zor bulunur fırsatla karşlaşmıştır. Bu karşılaşım çarşı ortasında olsaydı yüksek gerilim, millet trafosunda düşüşe uğrardı. Buna olan farkındalık, karşılaşmayı fırsat olarak görüp yüksek voltaja dönüştürür. Durumun geçicliğine olan bilinçten doğan panik, yüksek voltajın düşmesini beklemeden ihtiyaç karşılamaya yönelim verir. Bu yöneliş tecavüz ve öldürme ile de sonuçlanabilir, sözlü ifade ile dışa vurum da olabilir.

ÇOBAN, SÖZ KABİLİYETİNDEN YOKSUN OLSAYDI, SIKIŞMIŞ ENERJİSİ DAHA NEGATİFÇE PATLAK VERİRDİ. Sözler, mantık ve ilmi hakikatlerin kontrolündeyse, onlarla voltajı düşürmekde mümkündür. Çünkü sözün kendisinden de kalp için enerji temini vardır.

Söz alışverişinde kültür ve bilgi edinme hazzı vardır. Bu haz türü, ruhu büyüten insanlaştırcı bir zenginlik kaynağıdır.

SÖZLÜ SOHBET YOLUYLADA ENERJİ DEŞARJI MÜNKÜNKEN ÇOBAN, NEDEN İŞİ CİNSELLİĞE BAĞLAMIŞTIR. Çünkü çoban, yetiştiği ortam ve koşullar itibarı ile cinsellik hazzını bir galibiyet, başarı ve övgüye değer yüksek mevki olarak algılamıştır. Küfür olayı, bu algının eseri olup küfürle o algı beslenmektedir.

Anlaşmazlığa düşüp çatışanlar arasında cinsellik, bir silah olarak kullanılmaktadır. Bu silahla birbirlerinin manevi değerlerini vurmaya çalışırlar. Çünkü anne, baba, kardeş gibi ailevi kavramlar, cinselliğin belli kurallara dayanmasıyla ortaya çıkmıştır.

Küfür, cinselliğin kuralsızca kullanımı sonucunda düzeni bozmayı galibiyet ve başarı olarak gördürüp bu başarıdan kalbe haz duyumunu vaad eder. Kulaklarca duyulan bu vaadler, bünyede vaad edilen hazza karşı özlem birikimine sebep olur.

Cinsellik, doğal ihtiyaçlar sıralamasında sonuncuyken, küfür yoluyla hazzını diğer tüm yaşamsal hazların üstüne çıkarıp kendine özlem duyudurmakla bünyeyi baskılayabilmektedir. Kavga olarak küfürleşenler, o esnada cinsel ihtiyaca sıkışmış değillerdir. Karşı tarafı yıkıma uğratma silahı olarak kullanılsada, bunları duyan üçüncü tarafın bilinç altına elde edilmesi gereken değerli bir şey olarak yerleşir. Üçüncü şahıs, bu algı yüklemiyle topluma, o yükü bilinç altından çıkarıp indirme aracı olarak görecek şekilde bir bakış açısı edinmiş olur.

TECAVÜZ EDİLİP ÖLDÜRÜLEN BİR KIZIN BABASI, FAİLİ CEZALANDIRMAK YERİNE, ONA AZMETTİRİCİ OLAN İÇİNDEKİ CANAVARA YÖNELMEK GEREKTİĞİNDEN BAHSETMİŞTİ. Adam çözümün yüzeysellikte değil, derinlikte olduğunun farkındaydı. Sözler ya özeten ifade edilir yada detaylıca. Belirleyicisi, karşı tarafın kapasite ve ilgi durumudur. O baba'nın ifade ettiği özetin detayını da ortaya çıkarmak gerekir ki herkesin malumu olabilsin.'

TECAVÜZ VE ÖLDÜRME OLAYLARIN ASIL FAİLİ AŞK'MIDIR? Aşkın/aşırılığın öz be öz kendisidir. Aşk'a yüzeysel bakıp asıl yapısal şeklini göz ardı etmezsek, aşkınlığın eserlerini görürüz. Aşkınlık insanı hem uçurup ay'a indirir, hemde vahşilerin vahşisi yapar. Mesele, onu kavrayıp onunla fayda sonuçlu işler yapabilmektir.

EĞER Kİ AŞK DENİLDİĞİNDE, AŞIRILIĞIN KISALTILMIŞ HALİ OLDUĞU AKILDA TUTULURSA, AŞKI KONTROL VE YÖNLENDİRME İMKANI OLACAKTIR. Aşk/aşırılık, herhangi bir konuda ortaya çıkabilir. Sonuçsal eserlerinden olan bazı dersler unutulmadığında, hangi konularda nerelere götürücü olacağını ön görme mümkünatlığı elde ederilir.

Aşırılığın kelime anlamı, olması gereken hal vaziyet veya bir ölçü ve derecenin dışında oluştur.

HAYAT İÇİNDE HER İNSAN DEĞİŞİK KONULARDA AŞKINDIR. Parayı aşırı seven para aşkındadır. Aşırı filim izleyen filim aşkındadır vs. İlgi hangi alanda aşırıca derinleştiyse aşıklık, oraya kök salar. Oradan çıkışı artık zahmetli ve eziyetli olur.

AŞK GENELDE PSİKOLOJİK BOYUTUYLA ELE ALINDIĞI İÇİN, FİZİKİ BOYUTU DİKKATEN KAÇMAKTADIR. Tiryakilik ve bağımlılık denilen olgular, vücudi aşk'tır. Vücut, kendisine gıda olmayan bir şeyi gıda olarak benimseyip, asıl gıdaların üstüne çıkarabilmektedir. Bunu aşkla, yani aşırılıkla yapar. Nikotin, vücudun ayrılmaz bir parçası olacak kadar aşırıca alındığında, vücudun bir besin gıdası haline gelebiliyor.

KONTROL DIŞI AŞIRI YANGINLAR, DEPREMLER, SEL, VE KASIRGA GİBİ TABİAT OLAYLARI , TABİATIN AŞKTA OLUŞ HALİDİR. Yani aşırıda oluş halidir. 'Her şeyin aşırısı zarar' deyimi, yaşanmış tecrübelerin üründür. Biri birine 'sana aşığım' dediği zaman karşı taraf, kendine bir esir yada köle bulduğunu zan etmek yerine, kendisine aşık olandan mesafeli durması gerekir. Çünkü, esir olarak görülen de, diğerini yem olarak görür. Bilinç altındaki bu iki çeşit görüş, zamanla eserleri ile ortaya çıkıp her iki tarafıda şaşkına çevirir.

AŞIK OLAN, AŞIK OLUNANDAN KENDİSİNİ HEYECANLANDIRMASI GİBİ ARZULARINA HİZMET BEKLER. AŞIK OLUNAN İSE, AŞIK OLANDAN ÇEŞİTLİ İSTEKLERİN KARŞILANMASINI BEKLER. NAZLI TAVIRLAR VE İMALI KONUŞMALAR, BU BEKLENTİLERİN LİSANIDIR.

Bir insanın kalp atım ritimlerinin enerjisi başka birinden geliyorsa. O birinin ufak bir yanlışlığı durumunda o kalbin atışlarını negatif etkiler. Bu negatif etki, nefrete dönüşmeme çabasının verdiği zahmettir. Bu zahmet, kalp kırılımı, üzülme, küsme şekillerinde terimlenmiştir.

İçilen suyun kirlenmesi, su içme ihtiyacının gazabına uğrar. 'SANA AŞIĞIM' sözünde, 'sen benim yiyeceğimsin sakın ola bir yanlışlık yapma' manası vardır. Her iki taraf da bu manadan habersiz olabilirler. Bu habersizlikten dolayı, bilinmeyen ve dikkate alınmayan bu gizli manaya aykırı fiiller olduğunda cani, nankör, ihanet, şeklinde ifadeler ortaya çıkar.

KİŞİNİN KİŞİYE YÖNELİK DUYDUĞU AŞIRI İLGİNİN ŞİİRLERDE SÖZLERDE ÇEŞİTLİ TEŞBİH, TEMSİLİYAT VE BENZETMELERLRLE DİLE GELMESİ, AŞIRI ETKİNİN İÇSEL YAPIYI BÜRÜNDÜRDÜĞÜ ŞEKLİ GÖSTERME ÇABASINDAN  KAYNAKLANIR. "İçimde esen fırtına" demekle, "doktor bey başım çatlıyor" demek arasında, aşırıliğin verdiği etkiyi beyan edebilmek için aynı metodun kullanımı vardır.

Her iki beyan şekli de, karşıdan kendisine yönelik olan ilgi ve davranışların, edinilmiş olduğu şekillere göre belirlenebilmesi için iyice anlaşılmak üzere karşı tarafa verilmesi gereken mecburi ifadelerdir.

İfadeler, anlaşılması zor tavırlara kaldığında taraflar, sağlığa giden yoldan çıkmış olurlar. Bu noktada edebiyat zenginliğinin rolü yüksek olur.

Kalbi sarıp ona duygusal şekil veren etkeni tanımlama zorluğu, onun yıkıcılığına karşı çözüm noktasında çaresizliğe sebep olabilmektedir. Aşk hakkındaki hakikatleri çözmek, ona olacak olan yaklaşımlara denge ve ayar verebilmeye kolaylık sağlar.

BABANIN CANAVAR DİYE TEŞHİS ETTİĞİ FAİL, CİNSELLİK AŞKIDIR. Fail kişi cinsel düşüncede aşırıya girmiştir. Cinsellik aşkına kapılmıştır. Bu aşk ona canavarlık yaptırmıştır.

CİNSELLİK AŞKININ OLUŞUM KAYNAĞI.

Kaynak, halkın cinsellik olayını şahlandırma yaklaşımına dayanır. Bu şahlandırış, detaylara inemeyenlerin ilgisini çekip bilinçaltına çok değerli yüksek bir mevki olarak yerleşir.

O kişi, kalp atışlarını şahlandırmak için artık bağlı olduğu etki ile kendine uygun yem arar. Bu şekilde cinsellikte aşırıya girip cinselliğe aşık olduktan sonra, önde iki seçenek belirir. Ya doyumsuzca canavar oluncaya kadar cinselliğin peşine düşecek, yada kendisini sarmış olan cinsel açlığın eziyetine katlanacak.

TOPLUMLARIN BİLGİ VE FARKINDALIK DÜZEYLERİ İLE, DİYALOGLARINDAKİ ÜSLUPLARI, AŞKLARI ŞEKİLLENDİREN VE ONLARA YÖN VEREN DOĞURUCU BİR RAHİMDİR. Canlılık akan suya benzer, bu akan su, yaşam işleyişatıdır. Bu işleyişat, herhangi bir şeyin sevgisi ile kalbe gönderilen enerjiyle çalışır. Akan su eğerki dik yokuş aşağıya denk gelse çağlayana, uçuruma denk gelse şelaleye dönüşür. Sevginin dozu belli bir ölçüde tutulmafığı zaman, zapt edilmesi zor olan aşk'a dönüşür.

Bir eşyasını aşırı seven kişi, o eşyaya yanlışlıkla da olsa dokunacak kişiye karşı sinirlenir. Mesele yüksek dozlu enerjinin bir şeye tutulmasıdır. Tutulduğu şeye dokunmak demek o enerjiye dokunmak demek oluyor.

İNSAN, YAŞAM İÇİNDE AŞK DİYE TANIMLADIĞI YÜKSEK DOZLU ETKİSEL DERECEYE KARŞI BİLİNÇ VE FARKINDALIK ÇITASINI YÜKSELTMEZSE, ETKİNİN NEGATİF SONUÇLARIYLA BOĞUŞUK BİR YAŞAM BİÇİMİNDE KALIR. Karakter yapının şekillenişinde, ilk yaşlarda edinilen özentilerin rolü büyüktür. Çocuk, toplumsal kültüre bağlı olarak edineceği özentilerin etkisiyle şekillenir. O yüzden cezanın asıl muhatabı da gün içinde bu özenti gerçeğine olmaktadır. Halk, dikkate almadığı negatif özentilerin bedelini, gayri insani olaylarla ödemektedir.

ERGEN'NİN ARKADAŞ AŞKI, ONUN DERSTE BAŞARI AŞKINI MUSA'NIN ASA'SI GİBİ YUTMAKTADIR.

NOT: araya başka konu girmezse önümüzdeki yazı konusu cinsellikle ilgili olacak.



Anahtar Kelimeler: '
  • BIST 100

    9915,62%2,05
  • DOLAR

    32,42% -0,15
  • EURO

    34,65% -0,66
  • GRAM ALTIN

    2439,28% 0,14
  • Ç. ALTIN

    3999,24% 0,19

Egazete


  • Pazar 23.6 ° / 10.3 ° Güneşli
  • Pazartesi 25 ° / 10.5 ° Güneşli
  • Salı 24.3 ° / 9.9 ° Güneşli

Ağrı

28.04.2024

  • İMSAK 03:31
  • GÜNEŞ 05:05
  • ÖĞLE 12:10
  • İKİNDİ 15:58
  • AKŞAM 19:06
  • YATSI 20:34