Teknolojinin faydasını kullanın, fazlasını değil...

Yarınlar için, belge niteliği taşıyan her paylaşım, fütursuzca yapılmış gereksiz işgüzarlıktır.

Sizlerin beğeni toplamak yâda takipçi listenizi şişirmek için sözde popüler olan olayları düşünmeden paylaşmanız, gelecekte bir başkasının hayatını olumsuz etkileyecektir. Buna hakkınız yoktur olmamalıdır da.

Ülkemizde, maalesef deprem, başlıbaşına yıkımla sonuçlanan bir doğa olayıdır.

Gözü doymak bilmeyen, cebine üç kuruş fazla atabilmek için, inşaat malzemelerinden çalan müteahhitler ve binalarının zemin katlarındaki kolonları yıktırıp, dükkân yeri ile kâr etmek isteyen açgözlü insan müsvettelerinin sebep olduğu facialar, depremi olağan doğa olayı durumundan çıkarıp can alan felaketlere dönüştürüyor.

Haber yapacaksanız eğer, buna sebep olan, vicdan yoksunu insan görünümünde ki mahlukları deşifre edin.

Edin ki bu zihniyetle iş yapan kanı bozuklar, cezalandırılsın ve diğerlerine de emsal niteliği taşısın.

İzmir’de Göçüğün altından, bilmem kaç saat sonra çıkartılan insanları, özelliklede çocukları her kanalda, sosyal medyada göstererek, güzel bir anı gibi servis etmek, marifet değil,şahsın haklarını ihlaldir.

Unutulmak istenen ağır travmaları kimse yıllar sonra hatırlamak istemez. Zira göçük altında yaralanan, korkan, yaşamla ölüm arasında kalan birde ailesini kaybetmiş depremzede, elbette psikolojik olarak altında kaldığı enkazdan daha çok yıkılmıştır.

Tedbiri, takdirle karıştırın bir zahmet, sadece takdire bel bağlamak, Allah’ın verdiği aklı yok saymaktan öteye gitmez çünkü.

Yetersiz tedbirleri gözardı etmek, es geçmek bir kaç gün sonra unutmak gibi gafleti, üzülerek görüyoruz ki doğa bize acı bir şekilde hatırlatıyor.

İşte sosyal medyayı, yanlışları defaatle lanse ederek kullanmak, bilinçli haberciliktir. Ötesi  lafü güzaf.N.Çelik...