Başta Filistin olmak üzere Müslümanlar dünyanın her yerinde baskı ve zulüm altında. İsimsiz mezarlar, yozlaşan kültürler, yıkık evler, yanmış tarlalar, çalınan eşyalar, yağmalanan mekanlar, öksüz ve yetimler, dullar, sakatlar ve tecavüz mağdurları?

Belki bu yazıyı sonuna kadar dahi okumayacaksınız. Zira henüz insanlığı ve Müslümanlığı tam manasıyla anlayabilmiş, hazmedebilmiş değiliz. Namaz kılan herkes kendini evliya zannediyor. Oysa Necmettin Erbakan´ın dediği gibi ?Müslümanlık namaz kılıp oruç tutmaktan ibaret olsaydı EBU EYYÜP EL ENSARİ´nin İstanbul´da ne işi vardı?´

Peki asıl konumuza dönersek Filistin ve dünya için ne yapabiliriz? Eğer tembellik ve cimrilikten bir anlığına olsun kurtulabilirsek gerek bireysel gerek toplumsal olarak çok şey yapabiliriz.

Dua, tövbe, şükür ve ibadet edebilir. Yasin veya Fatiha okuyabiliriz. Gıyabi cenaze namazları kılabilir, mevlüt okutabiliriz. Protestolara katılabilir bir slogan dahi atabiliriz. Yardımlara katılabilir mal ve kan bağışında bulunabiliriz. ABD ve İsrail mallarını boykot edebilir, dolar ve euromuzu bozdurabilir en azından bazı film, klip, şarkı, dizi, radyo ve tv kanallarını seyretmeyebilir, bilgisayar oyunlarını oynamayabiliriz. Sosyal medyada konu dahilinde bir şeyler paylaşabilir, Amerikan ve İsrail hesaplarını takip etmekten vazgeçebiliriz. Kola içmeyi azaltabilir, dış menşeli sigaralardan uzak durabilir, haram, sağlıksız ve dış menşeli olduğundan içkiyi tamamen bırakabiliriz. Hatta zorunlu değil ise ABD ve Avrupa gezilerimizi erteleyebilir yahut başka yerlere gidebiliriz.

Filistin ve diğer Müslümanlarla ilgili marşlar, şarkılar, şiirler, romanlar, hikayeler yazabilir kitap ve dergi/gazete çıkartabiliriz. Onları anlatan resim ve karikatürler çizebilir sergi ve galeri açabiliriz. Yardım amaçlı kermesler düzenleyebiliriz. Onlar adına sadaka dağıtabilir yahut çeşme ve benzeri şeyler yaptırabiliriz. Hatta olayları anlatan bir müze kurabiliriz. Konuya dair haberler, filmler, diziler, videolar ve belgeseller çekebiliriz. İnsanlara hakkı ve kakikatı anlatan mesajlar atabilir ve çevremize anlatabiliriz. Dernek, vakıf, cemaat, tarikat ve aşiretler olarak birlik-beraberlik içinde olabilir zulme karşı ortak bildiriler ve kınama mesajları yayınlayabiliriz. Afişler, el ilanları, pankartlar hazırlayabilir; paneller, sempozyumlar, konferanslar, şiir dinletileri düzenleyebiliriz. Zulümleri anlatan tişörtler ve pullar bastırabiliriz.

Araplara karşı önyargılarımızdan kurtulabilir ?Yaratandan ötürü yaratılanı sevmek´ umdesi ile ırkçılığı terk edebiliriz. Filistin ve Kudüs´ü ziyaret edebilir; tarih, kültür ve coğrafyasını öğrenebiliriz. Okullarda tarih derslerinde de bu zulümleri anlatabilir çocuklarımızı bu minval üzere yetiştirebiliriz. Batıcılığa ve emperyalizme karşı çıkabilir kendi din, dil, kültür, felsefe, sanat, medeniyet, vatan, millet, bayrak, devlet, ümmet, tarih ve coğrafyamıza sahip çıkabiliriz. Hayatı gayesiz yaşamaktan vazgeçebiliriz.

Devlet olarak ise farklı devlet ve milletlerin desteğini alabilir, İsrail ve ABD´ye karşı siber, medyatik, diplomatik, piskolojik savaşa girebilir, yaptırımlar uygulayabilir, bazı ufak ve önemsiz anlaşmaları feshedebilir, ilmi-sportif-sanatsal alanlarda mücadeleye girebilir ve TÜRKBİRDEV, İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI, ARAP BİRLİĞİ, AFRİKA BİRLİĞİ, KÖRFEZ BİRLİĞİ gibi kuruluşları kendi safımıza çekebiliriz.

Hiç olmazsa Yüce Peygamberimizin dediği gibi kalben zalimin karşısında mazlumun yanında yer alabiliriz.

Yani karınca kararınca da olsa çok şey yapabiliriz. Unutmayın bu bizim görev ve hakkımızdır. Susarsak yarın bir gün sıra bize gelecektir. Allah´tan ümid kesilmez. Zararın neresinde dönülse kardır. Şimdi eş, dost, evlat, komşu ve akrabalarınızın o durumda olduğunu düşünerek bir karar verin. Ya zalim ve ahmaklardan yada iyi ve kahramanlardan olun?